RAMAZAN BAYRAMI (Kuru Sıcak döngüsü.arp.-Şeker
Şöleni.turk.) / RAMNOZ (ALTI KARBONLU
BİR ŞEKER)
İLKBAHAR VE SONBAHAR EKİNOKSU (Nevruz ve Mihrican-RAMRUZ Bayramları)
Güneş ışınlarının Ekvator'a dik vurması
sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an,ilk bahar ve sonbahar mevsimlerinin başlayışını
ifade eder tarıma ve hayvancılığa dayalı geçmiş toplumlar için sözkonusu
dönemler ekinlerin ekilmesinin,toplanmasının ve hayvanlarının yavrulamasının
adı geçen dönemlerde gerçekleşmesi nedeni ile ‘’toplumsal olarak önemli’’
zamanları oluşturmuşlardır.Sözkonusu dönemlerde toplumsal ilişkiler iş bölümüne
bağlı olarak artmış zamanla bu işbölümüne bağlı bir araya gelişler ‘’toplumsal
günlere’’dönüşerek dönemsel olarak gerçekleştirilen ritüleller ortaya
çıkmıştır.Çiftçi ve Çobanlardan oluşan toplumlarda tarımsal ve hayvansal
ürünler toplum için gerek ekonomik gerekse sosyolojik anlamda belirleyici rol
oynuyorlardı,Toplumların varlıkları bu ürünlere bağlı olmasından dolayı hasadın
verimliliği ve hayvanların sağlıklı bir biçimde çoğalması toplumsal hayatın
belirleyici unsurlarıydı.Bu unsurlar geçen zaman ile birlikte şekillenen
toplumsal inanışların başlıca şekillendiricisi haline gelmişlerdir.Tarım ve
hayvancılıkla varlıklarını sürdüren toplumlar bu faaliyetlerin en çok
yoğunlaştığı dönemlere ilahi anlamlar yüklemişler ve aldıkları ürünlere
karşılık bu ürünleri kendilerine bahşeden güçlere bu ürünler cinsinde yada
farklı sunular ve hediyeler vermeye başlamışlardır.Zamanla ritüelleşen ve
inaçların etkisi ile toplumsal olarak
‘’tabu’’ haline gelen sözkonusu dönemler düzenlenen şölenlerle ,eğlencelerle ve
ayinlerle kutlanmaya başlamıştır.
Bugün İslamiyeti ‘’din’’ olarak benimsediği ülkelerde ay takvimine bağlı olarak döngüsel olarak kutlanan iki bayram bulunmaktadır,Ramazan Bayramı ve Kurban bayramı.Her iki bayramında kesin kaynakları bilinmemekle birlikte Kurani olarak hiçbir temelleri bulunmamaktadır.İki bayramında temeli Resule rivayet edilen sözlerden ve geçmiş toplumlardan bugüne kadar ulaşan geleneklerden kaynaklanmaktadır.Ancak her iki bayramın unsurlarına bakıldıgında gerek İslamiyet öncesi arap toplumuna gerekse eski Türk toplumlarının yaşayışlarına ait olgulardan meydana geldikleri açıkça görülmektedir.
*İki bayram arasında ekinokslar ve gündönümlerinin arasındaki gibi 90 gün yaklaşık 3 aylık süreler bulunmaktadır(ramazanın başlangıcı ve Kurban bayramı)
*Mihrican,Ramnoz ile birleşerek 30 günlük bir zaman periyodu oluşturur.
*Hasat ve hayvanların yavrulama zamanlarına bağlı olarak bazı yiyecekleri tüketme yada tüketmeme davranışları.
*Ürünlerin hasadı,Hayvanların üreme ve yavrulama dönemi gibi bakıma ihtiyaçları bulunduğu zamanlar olması nedeni ile ortaya çıkan savaşmama geleneği.
*Eski Türk bayramlarının en önemli kısmını eğlenceler oluşturuyordu. Zira Türkler, hayata bağlı, hayatı seven, gülmekten ve eğlenmekten hoşlanan, son derece canlı, dinamik, hareketli, dışa dönük ve neşeli bir karakter yapısına sahip idiler. Türklerin bu özellikleri bayramlarda daha belirgin bir şekilde görülmekteydi. Onların bayram yerleri, özellikle yeteneklerin gösterildiği ve sergilendiği bir eğlence şöleni ve şenlik yeri olmaktaydı. Kaynakların sınırlı bilgilerinden öğrendiğimize göre, burada at ve ok yarışlarıyapılmakta, güreş tutulmakta, ayak topu oynanmakta, ayrı ayrı veya gruplar halinde neşeli şarkılar söylenmekte ve bolca kımız içilmekteydi (krş. Radloff 1994: II, 275-279)
*Türkler, bayramlarında hem kendileri süslenmekte, hem de bayram yerlerini süslemekteydiler. Daha önce belirttiğimiz gibi, bayram yerleri ışıklarla aydınlatılmakta, çiçeklerle donatılmaktaydı.
Birçok ortak unsurdan anlaşılmaktadır ki çok geniş bir coğrafyayı uzun yıllar boyunca etkilemiş olan ‘’Türk kültürünün’’etkisiyle İslam coğrafyası denen yerde türk-fars-arap unsurları zaman içinde birbirine karışmış coğrafyanın tarihinden gelen unsurlar ile birleşerek bugün geleneksel ve Kitaba dayanmayan İslam geleneğini oluşturmuşlardır.Bugun kendine Müslüman diyenlerin yaşantısında bulunan birçok unsur bu ‘’çoklu kültür karmaşasına’’ dayanmaktadır.Kitap tarafından defalarca ‘’atalarının dini(yaşam biçimi) konusunda uyarılan sözde Müslümanlar ‘’geleneksel olana’’ ,’’Allah’tan olandan’’ daha çok rağbet etmektedirler.
Ay takvimi ile güneş takviminin karmasından oluşturulmaya çalışılmış ‘’Hicri takvim’’ uygulaması ile periyodik olarak yıl içinde ilerleyen döngüler ortaya çıkmış ilk başta belirli mevsimlere endeksli olan ‘’bayramlar’’ sene içinde yer değiştirmeye başlamışlardır.Güneş kültürüne dayalı olan Ramazan bayramı yada daha doğru bir ifade ile Kuru sıcak döngüsü bunun en açık örneğini oluşturmaktadırlar.
Bugün yeme içmeden kendini ‘’güneşin gün içindeki döngüsünü tamamlaması’’ sürecince kendini yasaklama olarak ortaya konulan ve zerdüşlük inancındaki mihrican ve ramnoz bayramlarının oluşturduğu 30 günlük periyodu esas alan ‘’oruç/günlük’’faaliyetinin tamamlanmasının ardından icra edilen Ramazan bayramına toplumsal olarakbir ‘’mübareklik’’ ilahilik atfı yapılmakta ,çeşitli tapınma ritüellerinin yerine getirilmesi ile (bayram namazı) ilahi gücün emrinin yerine getirildiği düşünülmektedir.İlahi gücün yani yaratıcının emri nedir?Otuzgün süren perhizin ardından çeşit çeşit yemekle kutlanacak bir eğlencemi?
Bugün milyonlarca kendini Müslüman sanan insanın ‘’Allah’tan olduğunu’’ düşünerek yerine getirdiği Ramazan Bayramı Arapça ifadesi ile Ayd-ul Fıtr aslında nedir?
AYD-ÜL
FİTR /YARATILIŞSAL ŞÜPHELERDEN ARINMA
IYD
/Endişelerden kurtulma-Kalplerin tatmini
‘Havarilere
Bana ve Resulume güvenmelerini vahyettiğim zaman,’’güvenenleriz’’ ve ‘’şahid ol
teslim olanlardanız’’ dediler’’
Havariler
‘’Ey Meryem oğlu İsa,senin Rabbin bize semadan bir maide indirebilir mi?’’
dediler,’’Eğer güvenenler iseniz Allah’a olan ahdinizi korumaya devam edin’’ dedi.
‘’Biz
bize Rabbin katından inecek olan maideden konuşmak,kalplerimizi onunla tatmin
etmek//endişe ve kuruntularımızdan kurtulmak//,bize sadık olduğunu -doğruyu
söylediğini bilerek –onun(Rabbin katından inecek olan maidenin) şahitlerinden
olmayı arzu ediyoruz’’ dediler.
Allah’ın
hizmetçisinin oğlu dedi ki,’’Rabbimiz bizim üzerimize semadan bir maide indir,bizim
için bayram(endişelerden ve şüphelerden kurtulma),bizden öncekiler ve
sonrakiler için senden açık bir delil olsun ve bizi nimetlendir.Sen nimet
verenlerin en hayırlısısın.’’
Allah’’
muhakkaki ben onu sizin üzerinize indireceğim fakat sizden sonra kim inkar
ederse onu alemlerden hiç kimseyi sokmadığım sıkıntılara sokacağım’’dedi
***Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde
işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle ve sıddîklerle ve
şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır’’NİSA
69
***Fakat İsa, onlardan küfür hissedince “Allah için benim
yardımcılarım kimlerdir?” dedi. Havariler: “Biz Allah'ın yardımcılarıyız,
Allah'a güvendik ve bizim teslim olduğumuza şahit ol.” dediler.ALİ İMRAN 52
***Sonra
onların izleri üzerine resûllerimizi ardarda gönderdik. Ve Meryemoğlu İsa'ı
gönderdik ve O'na İncil'i verdik.HADİD 27
***Ve Meryemoğlu İsa şöyle
demişti: “Ey İsrailoğulları! Muhakkak ki ben, elimdeki Tevrat'ta olan herşeyi
tasdik eden ve benden sonra gelecek, ismi Ahmed olan Resûl ile müjdeleyen,
Allah'ın size gönderdiği elçiyim.SAAF 6
***Ey âmenû olanlar!
Allah'ın yardımcıları olun! Meryemoğlu İsa'ın havarilere: “Kim Allah için benim
yardımcılarım olur?” dediği zaman, havarilerin: “Biz Allah'ın yardımcılarıyız.”
dediği gibi. Bunun üzerine İsrailoğulları'ndan bir grup îmân etti, bir grup
inkâr etti. O zaman îmân edenleri düşmanlarına karşı destekledik. Böylece onlar
üstün geldiler.
FITR/İlkYaratılış
Artık hanif (endişelerden kuruntulardan arındırılmış ve
yaratılışına uygun )olarak tüm benliğini ikame et(yönelt) dîne(sünnetullaha
uygun yaşam biçimine), Allah'ın hanif fıtratıyla(endişelerden kuruntulardan
arındırılmış yaratılışı)ki; Allah, insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın
yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan dîn budur. Fakat insanların çoğu
bilmez.RUM 30
Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları
yaratan Allah'ın Zat'ına döndürdüm.Ve ben, müşriklerden değilim.ENAM 79
Kurani olarak IYD kavramı Maide 114 te geçmekte endişelerden,şüphelerden
kurtulma;tam olarak ikna olmuş bir biçimde iman etme anlamına gelmektedir.Fıtr
ise başlangıçta insanın yaratılış özelliğini ifade etmek tedir.Ayd-ul fıtr
yaratılışa ait özelliklere uyumlu bir bilgi üzere yaşayarak endişelerden ve
kuruntulardan arınmayı yani tatmin olmayı ifade etmek için kullanılan bir
tamlama olarak düşünülebilir,Ancak buyun karşılıklı olarak gerçekleştirilmesi
gereken ‘’sıyam’’ ı güneşe kutlune bağlı bir perhiz haline getiren,amacının
Allah’ı birlemek ve takva sahibi olacak bilinç düzeyine ulaşmak,şükretmek yani
nimetlere karşılık ödemek olan bir menasik’i gücü yetmeyenlerede yayarak 30
günlük bir eziyete çeviren,sıyamı yerine getirenlerin ödemesi gereken fidye’yi savm
etmekten kaçanlar için bir fırsata çeviren geleneksel din yani ataların dini
asya ve arap yarım adasının geçmişine ait dinsel ve kulturel öğeleri
Turk-İslam-fars –arap kulturunun potasında eritmiş ve fırt bayramı yada bizim
bildiğimiz ismiyle Ramazan (şeker) bayramını icat etmiştir.Elbetteki insanlar
istedikleri kutlamalaları istedikleri şekilde yerine getirmekte
özgürdürler,yemek yemek yada yememek belirli günleri belirli rituellerle
doldurmak tamamen kişinin özgür iradesine bağlı bir seçimdir.Ancak İslamın tek
kaynağını oluşturan Kuran-ı Kerimde bulunmayan bir şeyi ‘’bu Allah’tandır’’
diyerek lanse etmek ve bunun çevresinde İslam ile taban tabana zıt bir kültür
oluşturmanın altında mutlaka bir art niyet yatmaktadır.
‘’Ey insanlar! Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır. Öyleyse
dünya hayatı sizi sakın aldatmasın.Aldatıcılar da sizi Allah ile aldatmasınlar’’
FATR 5
Yorumlar
Yorum Gönder