Ana içeriğe atla

CONTİNUUM



Ard arda gelen elemanların farkliliklarinin algilanamayacak kadar düşük oldugu,ancak artan eleman sayisina dogru orantili olarak iki ucu arasinda ciddi farklilasma olusan sirali diziye "kontinyum "adi verilmektedir.Zaman'da kendisini olusturan ve ard arda gelen "an" dedigimiz unsurlar arasinda ciddi farkliliklar bulunmamasina karsin, an'lari sayisinin artmasi ile baslangic ve simdi arasindaki fakliliklarin ciddi seviyelere ulasmasi sebebiyle bir kontinyum'dur.Kontinyumun temel ozelligi kendisini olusturan ardisik iki öğe arasindaki farkliligin algi sinirinin altinda bulunmasidir.Diziyi olusturan oge/eleman sayisi arttikca baslangic ile olusan farkliligin oranida buna bagli olarak artacaktir.
Kavrama sosyolojik olarak bakarsak gunumuz toplumlarinin sekillendirmede kullanilan en temel unsur konumunda oldugunu goruruz, Belirli bir amaca hizmet eden toplumsal degisimler toplumun algi sinirina ulasmayacak kadar kucuk oranlarda yapilmakta, Toplumsal algi uzerinde etkili tum unsurlar ile ilgilisi dar bir zaman araligina cekilen toplum,zaman icinde yasadigi buyuk degisimi farkedemez ve karsi reaksiyon gelistiremez bir hale getirilmektedir.Toplumsal hafizasi bilgiyi kendisine ulastiran unsurlar tarafindan daraltilmis,daralan bu hafiza sayesinde gecmiste yasadigi olaylar manipule edilmis, toplum etki-tepki zincirinin disina cikarilmistir.Toplum tepki veremez cunku "kisiligin "olusturan en temel unsur olan " hafizasini" yitirmistir. Kisilik zaman icindeki deneyimler dogrultusunda olayi yorumlama ve buna subjektif olarak en dogru tepkiyi verme durumunu tanimlar,oysa" hafizasi olmayan "toplumun gecmisi ile olan bagi yok denecek kadar dusuk bir seviyededir.Toplum gerceklesen "olay " karsisinda harekete gececek yeterli doneyi saglayamamasi nedeni ile en mantikli gorunen secimi yapar yani "tepkisizligi" secer.Gerceklesen olay toplumun sinirli hafizasina yarim yamalak olarak kaydedilir bir tepki olusmadigi icin deneyime donusemez ileride ayni olay ile karsilastiginda olay toplum uzerinde ilk defa karsilasiliyormus gibi bir etkiye sebep olur sonuc "toplumsal unutkanliga"bagli olarak yine tepkisizlik olacaktir.
Bugun toplumlar kendilerine "bilgiyi"ulastiran temel unsurlarin ve ulasan bilginin kalitesinin degismesi ile kollektif hafizalarini kaybetmislerdir.Bugun topluma bilgiyi ulastiran temel unsur "medya"dir.Medya cok sınırlı ve genel olarak "manipule edilmis" bilgiyi topluma ulastirir. Ulasan bilgi ne kadar onemli olursa olsun "yuzeysel dalgalanmalarin"otesinde bir tepkiye sebep olmaz ayrica ardi ardina ve cogu gereksiz ogelerden olusan bilgi yuklemeleri ile kolektif hafizasini yitirmis olan toplumun odaklandigi olay arkasi arkasina degistirilerek toplum "aptallastirilir".Aptallasan toplum meydana gelen her olaya onem seviyesine yada toplumsal benligi icin tasidigi anlamina bakmaksizin benzesik ve derinliksiz olarak otomatiklestirilmis tepkiler vermeye baslar ama bu tepkiler daha onceki bir tecrubeye dayanmadigi icin her zaman genele yayilmayan ve kisa sureli olusumlardan ibaretir devamlilik,surdurulebilirlik yada toplumsal bir irade beyani arz etmez cunku ardi ardina bilgi yuklemesine maruz kalan toplum neyin onemli neyi onemli olmadigi ayrimini yapamayacak bir haldedir.Olay gundemine gelir, toplum olaya odaklanir yuzeysel ve kisa sureli bir kamuoyu olusur sonra ardisik olaylarin gerceklesmesi ile toplumun odagi diger olaya kayar eskiyen olay gundemden cikar.Turkiyede kisa zaman icinde gerceklesen Soma maden faciasi,Buyuk elcilik personelinin kacirilmasi ve Israilin gazze operasyonuna verilen tepkiler "aptallasan toplum" a verilebilecek en iyi ornekleri olusturur. Her ramazan filistine operasyon duzenleyen israile verilen tepkilere bakildiginda olayin ilk defa gerceklesiyormus oldugu hissi uyanirken verilecek en agir tepkinin "Coca Cola icmemek" olarak toplumsal bir ortak karar seklinde ortaya cikmasi "toplumsal aptalligimiz"in ulastigi vahim boyuta vurgu yapacak cok spesifik bir orneklemedir.Diger iki olaya meydana geldiklerin tarihe ve bugun toplum gundemindeki yerlerine baktigimizda kollektif hafiza sinirimizin iki ayin altinda bulunduguda rahatlikla gorulebilir.
1920 lerde en kisitli iletisim imkanlarina ragmen orgutlenerek "kurtulus mucadelesi" veren,1950 lerde dunyanin obur ucundaki insanlar icin "koreye asker "gonderen,1974'te tum dunya'ya ragmen "Kibris'a harekat"duzenleyen bu toplum bugun geldigi noktada yukselen cehaleti ile tum onur,seref ve varliginin temeli olan toplumsal karakterini yitirmistir.Degil Filistin'de öldürülen cocuklara, kendi ulkesinde olen yuzlerce insan icin bile "hicbirsey"yapamayacak kadar acziyet icindedir.Kollektif hafizasi yaninda toplumsal bilincini ve temel varolus kaidelerini yitirmis, kendini olusturan bireylerin genelinde oldugu gibi "aptallastirilmis"tir.Parcalanmis cocuk cesetleri yada Almanyanin Brezilya'yi yenmesi karsisinda olusan"tepki" malesef ki aynidir.Toplum bir olayin kendisi acisinda onemini idrakten, onu anlamladirip tasnif etmekten,gerekli olan dogru tepkiyi vermek icin örgütlenmekten cok uzaktir.
Eskiye dayali toplumsal bilince ve engin bir kollektif hafizaya sahip Turk toplumundan bugun geriye kalan;kendine sunulani kosulsuz olarak kabul eden, olaylara karsisindaki en onemli ve tek tepkisi sosyal medyada yapilan paylasimlarin otesine gidemeyen tamamen kontrol edilebilir bilincini yitirmis bir "yigin"dir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla