Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EN ÇİRKİN SES & 104 DESİBELLİK EZAN

"Yürüyüşünde mütevazi ol ve sesini alçalt şüphesiz ki seslerin en çirkini hamirin sesidir" Lokman 19 Dünya sağlık örgütü verilerine göre 65 desibel üzerindeki sesler insan sağlığı açısından tehlike oluşturmaktadır,Çevre kanununa görede sözkonusu ses seviyesinin üstünde sesler "rahatsızlık verici "olarak tanımlanmaktadır.Belediyeler tarafından bu tip ses kaynakları denetlenmekte ve bu ses seviyesinin üzerinde gürültü yapanlara çeşitli cezalar kesilmektedir.Belirli saatler arasında bu seviyeyi gecmemek koşulu ile çesitli amaclarla yapılan faaliyetlere izin verilmektedir.Yani düğün,sünnet gibi ceşitli kutlamalarinizi yada is ile ilgili faaliyetlerinizi bu sınırları aşmamak kaydı ile gerçekleştirebilirsiniz.Ama tüm bu kanun ve kuralları hiçe sayan bir faaliyet ülkenin dört bir yanında "gelenek" dışında hiçbir kanıta dayanmadan umarsızca insan haklarını, genel sağlık kurallarını ve yürürlükteki kanunları hiçe sayarak tekrarlanmaktadır;EZAN Memleketin dö

HARAM:YASAKLAMA/ENGELLEME(MÜLKLEŞTİRME) & YEZKURUNEESMALLAHİ(KAMULAŞTIRMA)

HARAM: Yasaklanan,engellenen,korunmuş anlamlarına gelen sözcük,Kuranda İslamın(Allah'ın yaratışına uygun yaşam sisteminin)gereği olarak, insan için olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracak unsurlara ulaşımın yasaklanması/engellenmesi amacı ile kullanıldığı gibi,İnsanların yaratılışa aykırı olarak kendi zannaları,tahminleri ve kişisel görüşleri doğrultusunda oluşturdukları yaşam sisteminin gereği olarak diğerleri için oluşturdukları engeller,koydukları yasaklar ve oluşturdukları korunmuşluklar içinde kullanılmıştır. İçinde yaşadığımız sistemin bir gereği olarak mal ve hizmetlerin fiyatlanması bu engelleme ve yasağa en uygun örneklerden birini oluşturmaktadır.Sistemin gereğine uygun belirli bir değeri bu mal ve hizmetler için ödeyebilenlere ''helal(serbest)'' olan mal ve hizmetler bu değerleri ödeyemeyenlere ''haram kılınmakta(yasaklanmakta)dır. Allah'ın sisteminin gereği ,geçim kaynakları/rızık bakımından kişilerin eşitlenmesi,insanların onlara ulaşmas

MİN YEVMİL CUMUATİ;BİR ARAYA GELDİĞİNİZ ZAMAN...

'' Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ''Göklerde yerde olanlar yaratılış amaçlarını kusursuz biçimde yerine getiriler... CUMA Suresi; 1...Göklerde ve yerde olanlar,Allah'ı tespih eder   (yaratılış amaçlarını kusursuz biçimde yerine getiriler) ;O,Mâlik'tir(yerlerde ve göklerde olanların gerçek sahibidir),Kuddüs'tür(onları ortaya çıkarandır), Azîz'dir(Hepsine üstün gelendir), Hakîm'dir(Kontrol eden,hükmü altında tutandır) 2...Ümmîler(Kitap/vahy/Allah katındaki din/yaşam sistemi hakkında bilgisi bulunmayanlar)arasında, kendilerinden bir resûl(elçi/haberci) beas eden (görevlendiren) O'dur. Onlara, O'nun (Allah'ın) âyetlerini(yaratılışlarına uygun yaşam biçiminin delillerini/onları ikna edecek bilgileri)okur, onları tezkiye eder(Allah dışında yönelimlerini ortadan kaldırır), onlara  (Allah'ın yaşam sisteminin açıklayan) Kitab'ı ve  (itilafa düştüklerinin bir kısmını açıklayacak) hikmeti öğretir. Ve daha önce elbette onlar, s

FİRAVUN ; BÜYÜK EVİN SAHİBİ

Firavun;ülkesinin başına gelen türlü felakete ve Musa'nın onları defalarca kurtarmasına ragmen surup giden iktidarini ovmektedir: "Ey kavmim bütün Mısır benim mülküm değil mi? Ve altımdan akan bu nehirler? Hâlâ görmüyor musunuz?” ''Büyük ev'' anlamını taşıyan ''Firavun'' kelimesi daha sonra hükümdarlardan bahsetmek için kullanılmıştır.Firavun kelimesi bu anlamı ile "iktidarı" hükmetme ve yönetim yetkisini elinde tutanları sembolize etmektedir. ("Büyük Ev" anlamını taşıyan kelime daha sonra hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Buna örnek Osmanlı idaresinden de  Bâb-ı Âli  (yüce kapı) olarak bahsedilmesidir.''Vikipedi) '' O firavun ki, şüphesiz o, haddi aşanlardan ve büyüklük taslayanlardandı '' Duhan 31 Firavunu tanımlamada iki unsur öne çıkmaktadır, kâne âliyen(Büyüklük) : Büyüklük taslayan;kendini diğerlerinden üstün görenlerden oldu. min el musrifîne(Müsrif) :Allah'ın nimetle

DİN MASKESİ TAKAN BİR HANEDAN SULTASI;OSMANLI İMPARATORLUĞU

''Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır''...NUR 42 Kanı ''Kutsal sayılan'' bir hanedan soyu... İşgal ettiği topraklarda yaşayanları ''Köle'' sayan bir devlet anlayışı... Hiçbir insani ve islami temelle dayanmayan ''İşgaller''... Haremlere Cariye yapılan kadınlar ;Savaş meydanlarında ,ölüme gönderilmek için ailelerinden koparılan çocuklar... Vergilerle sömürülen,Cehaletle korkutulmuş ,mezheplere bölünmüş bir halk... Osmanlı kabusu 1300'lü yıllarda Kuzey Batı Anadolu'da başlamıştır,Moğol tehlikesi nedeni ile Batıya doğru kaçmak zorunda kalan Kayılar ''Haçlı seferleri '' sebebi ile otorite ve yönetim boşluğunun bulunduğu Anadolu yarım adasına sığındılar.Doğu Roma ,batıdan gelen akınlar sebebi ile artık otoritesini kaybetmiş ve bir şehir devleti haline dönüşmüş,Anadolu Selçuklu devleti yıkılma aşamasına gelmişti.Kayı boyundan olan Osmanlılar kısa zamanda bu

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ

10 Aralık 1948   Başlangıç İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu, Uluslar arasında dostça ilişkiler geliştirmenin önemli olduğunu, Birleşmiş Milletler halklarının, Birleşmiş Milletler Kuruluş Belgesinde, temel insan haklarına, kişinin onuruna ve değerine, erkekler ile kadınların hak eşitliğine olan inançlarını teyit ettiklerini ve daha geniş özgürlük içinde toplumsal gelişme ve daha iyi bir