Ana içeriğe atla

Müslümancıkların Kutsal Metni : MEVLİD ,MEVLİD-İ ŞERİF(VESİLETÜ’N-NECÂT)

Müslümancıkların Kutsal Metni : MEVLİD ,MEVLİD-İ ŞERİF(VESİLETÜ’N-NECÂT)



Bu Mevlid-i Şerif denilen şiir ne acıdır ki yalnız Allah’ın ululanması gereken mabetlere ibadet neşesiyle sokulmuştur. Ve ne trajikomiktir ki bu şiir Son Peygamberimizin doğum günü kabul edilen gün haricinde daha birçok alakasız günde de aynen ibadet havasında okunmaktadır. Bu şiir diğer kandil gecelerinde camilerde araya birkaç ayet, salavat sıkıştırarak okunmaktadır. Ayrıca bu buram buram peygamber tapkınlığı (ŞİRK :ortak koşma )kokan ve bir sürü zırva içeren şiiri çocuğunun doğumunun şerefine, onu sünnet ettirirken, evlendirirken, askere gönderirken okutanları görebilirsiniz. Hacc dönüşünde okutulacak mevlid hele bir de yemekliyse işte onun sevabı sizi cennete doğru kanatlandırıp uçurur.
Akşam düğünde göbek atıp eğlenen insanlar ertesi gün oturup mevlid okurlar. Neden acaba? Tabiki olaya kutsallık katmak için. İyi de bu safsata dolu şiiri abartılı bir makamla okumanın çocuğun sünnet olmasıyla yada gençlerin evlenip yuva kurmasıyla alakası nedir?

Saçma sapan bir şiir gelenekleştirilerek ta mabetlerimize kadar girmiş, alakasız faaliyetlerimizde ibadet coşkusuyla eda edilmiş ve bir nevi bu faaliyetlerimizi kutsama aracı olmuş.
İbadet coşkusu derken bir örnek vereyim. Mevlid isimli şiiri okurken biryerde (Geldi bir ak kuş kanâdiyle revan, Arkamı sıvadı kuvvetle heman) ayağa kalkılır, kıbleye dönülür, eller aynen namazdaki gibi bağlanır ve mevlidin bir kısmı bu hal üzere okunur.

İşte bu ruhuna huzur veren ,okunduğu ‘’’yeri hiç boşluk kalmayacak şekilde meleklerin doldurduğu ‘,bir nevi sürü misali kendinden öncekinin peşine takılarak varolan gelenekçi ,’’herkes öyle diyorsa doğrudur’’cu Müslümancıkların ‘’KUTSAL METNİ’’ Mevlid denen şirk manzumesi nedir?

• Süleyman Çelebi’nin yazdığı Mevlid’e göre, varlıkların sebebi Hz. Muhammed’dir. O var olmasaydı hiçbir şey var edilmezdi.

• Süleyman Çelebi, Mevlid adıyla tanınan şiirinde kâinatın varoluş nedeni olarak Hz. Muhammed’i gösteriyor. Hz. Muhammed olmasaydı kâinat yaratılmazdı diyor.

• Süleyman Çelebi’nin yazdığı Mevlid’e göre, Hz. Muhammed’in nuru, Hz. Adem’in ve eşinin, Hz. Şit’in, Hz. İbrahim’in ve Hz. İsmail’in alnında belirmiştir. Onların kutlu ve seçkin insanlar oluşuyla bu yaratılan ilk şey yani silsile yoluyla birbirlerine aktardıkları Nur-u Muhammedi arasında direkt bir bağ vardır

• Hz. Peygamber gerçekten dünya ve ahiret tüm ilimlerin sultanı mıdır? Eğer böyle ise görünürün ve görünmezin alimi (alimu’l-gaybi ve’ş-şehadat) Allah değil midir? Dinin kaynağı mıdır? Eğer böyle ise peygamber seçilmeden önce neden bu özellikler hayata geçmedi?

• Bütün kainat ve içinde olup bitenler, Allah ve O’nun mesajı değil bütünüyle bir insan olan Hz. Peygamber için midir ve onun için mi yaşamaktadır?

• Bütün günahkarlara Peygamberin şefaat edeceğine dair bir garanti mi var? Oysa Allah izin vermeden kimsenin o gün hiç kimseyi bağışlatma yetkisi yoktur buyurmuştur.

• Huriler Amina Hatun’a şerbet mi getirdiler? İçince o nura mı gark oldu? Bu kadarı da pes! Din konusunda yazanların, dürüst olması gerekmez mi? Birisi hakkında yazıyorsak onu doğrulatmak gerekmez mi? Hele Allah hakkında yazıyorsak bu kadar pervasızca yazmak neye hizmet olmaktadır? Evet, Süleyman Çelebi amacına erişmiştir. Softa, molla, tutucu anlayışıyla yazdığı şiir, Allah’ın kitabının önüne geçmiştir. Kur’an’dan daha fazla etkileyici ve coşku uyandırıcı olmuştur.

• Tasavvufçu çevrelerin yoğun biçimde işlediği aslı astarı olmayan “Nur-u Muhammed” mitolojisi, Süleyman Çelebi’nin şiirini adeta kuşatmıştır. “Nur-u Muhammed” veya “Hakikat-i Muhammediyye” miti, Hz. Muhammed'in hakikat olarak Allah'ın yarattığı ilk varlık olduğunu, tüm alemlerin onun için var edildiği ve bütün varlıkların onun nurundan yaratıldığı esasına dayanmaktadır.

• Her türlü saadet (mutluluk), Hz. Muhammed Yerde gökte gizli-aşikar ne varsa Muhammed'in nuruyla olmuş. Yerin göğün olması da buna bağlıymış. (!) sayesindedir. (!)

• Adem’in affolunması, Hz. Muhammed sayesinde olmuş. (!)

• Adem’in itibarı, Hz. Muhammed sayesinde olmuş.

• Hz. Nuh, Tufan’da boğulmamasını Hz. Muhammed'e borçluymuş. (!) (!)

• Hz. Muhammed’in binlerce öncesindeki atalarının değerli olması da Rabbiyle olan dostluğundan dolayı imiş. (!)

• Ateş, Hz. İbrahim'i yakmadı. Bilin bakalım kimin sayesinde? Tabiki Hz. Muhammed'in. (!)

• Hz. Musa'nın asasının ejderhaya dönüşmesi Hz. Muhammed’in hürmetinden dolayı(!)

• Hz. İsa, Hz. Muhammed’in ümmetinden olabilmek adına göklere çıkmış. (!) Hz. Muhammed’in
peygamberliği yanında diğerlerinin peygamberliği mürsel düzeyindeymiş. Hz. Muhammed, en mükemmelmiş. (!)

• Tüm peygamberler bırakın peygamber olmayı, Muhammed'in ümmeti olmak için dua ediyorlarmış... (!)
Bunca saçmalığı sizin için her önemli günde ‘’güya’’ Allah’ı anmak peygambere yaranmak olmayan şefaati kazanmak maksadı ile muhteşem bir inatla okumaktasınız…
Ey Müslümancıklar sonsuz yemek,sonsuz barınma,sonsuz üreme umudu ile gökteki yaratıcıya riya içindeki ‘’cahillerin din’’inden ;’’hayvanların dini’’nden yüz çevirin ‘’ (Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk’’(müdessir 45)demeyin

‘’AKLINIZI İŞLETMENİZ ümidiyle Allah, ayetlerini size işte böyle açıklıyor’’BAKARA 242

HÛD SURESI: 51 "Ey toplumum! Bu tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına düşmez. Hâlâ AKLINIZI ÇALIŞTIRMAYACAK mısınız?"

YÛSUF SURESI: 2 Biz onu sana, AKLINIZI ÇALIŞTIRASINIZ diye, Arapça bir Kur"an olarak indirdik

ENBİYA SURESİ : 10 Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hâlâ AKLINIZI ÇALIŞTIRMAYACAK MISINIZ?

ENBİYA SURESİ : 67 "Yazıklar olsun size ve Allah"ın berisinden taptıklarınıza! Siz hâlâ AKLINIZI KULLANMAYACAK MISINIZ?"

MÜMİNUN SURESİ : 80 O hayat veriyor, O öldürüyor. Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişi O"nun için. Hâlâ AKLINIZI KULLANMAYACAK MISINIZ?

NUR SURESİ : 61 Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut erkek kardeşlerinizin evleri yahut kız kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan-beyan bildiriyor ki, AKLINIZI ÇALIŞTIRABİLESİNİZ.

ŞUARA SURESI: 28 Mûsa dedi: "Eğer AKLINIZI İŞLETİRSENİZ O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir.

KASAS SURESI : 60 Nasiplendirildiğiniz şeyler şu iğreti hayatın yararından ve süsünden ibarettir. Allah"ın katındaki ise daha hayırlı ve daha süreklidir. Hâlâ AKLINIZI İŞLETMEYECEK MİSİNİZ?

YASİN SURESI : 62 Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. AKLINIZI HİÇ İŞLETMİYOR MUYDUNUZ?

SAFFAT SURESİ : 138 Geceleyin de. Hâlâ AKLINIZI İŞLETMEYECEK MİSİNİZ?

MÜMİN SURESİ : 67 O O"dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve AKLINIZI İŞLETESİNİZ diyedir

HADİD SURESİ : 17 Bilin ki Allah, toprağa ölümünden sonra hayat verir. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, AKLINIZI İŞLETEBİLESİNİZ.

‘’İNANIYORUZ demenize ve bunca ayete rağmen Hala AKLINIZI KULLANMAYACAK MISINIZ?’’

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla