Aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etmek, kararlı olmak, gevşememek”; yani “insanın elinde olmadan başına gelen ve ona büyük üzüntüler veren musibetlere karşı koyması, onların üstesinden gelmek için bıkmadan,usanmadan mücâdele etmesidir.
Haksızsızlığa boyun eğmek, miskinliğe, uyuşukluğa ve aşağılanmaya razı olmak, zillete, haksız tecavüzlere, insan onuruna gölge düşürecek saldırılara katlanmak, bunlara karşı sessiz ve pasif kalmak, dayanmak, dişini sıkmak, sabretmek değildir. Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sessiz kalmak, o davranışa ''ortak olmak'' demektir. Aksine sabır, “bu tarz kötülüklerle mücâdele etmek, bunlara karşı çıkmak, bir hakkı savunmak ve korumak için çaba göstermek, bu süreçte kararlı olmak”tır.
ALİ İMRAN 146
''Ve nebilerden niceleri var ki; onlarla birlikte birçok rıbbıyyun (ilim, irfan sahibi mürşid) de savaştı. Allah yolunda, kendilerine isabet eden şeyler (elem ve sıkıntılar) sebebiyle gevşemediler, zayıflık göstermediler ve boyun da eğmediler. Allah, sabredenleri sever.''
BAKARA 145
''Sabırla(göstereceğiniz azim,kararlılık, mücadele) ve salatla(Allah'ın hükümünün egemen olmasına vereceğiniz destekle) istiane (kendi kurtuşunuz içide yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o , huşû sahibi (Allah'a karşı duyduğu güven nedeni ile gönül rahatlığı içinde bu işleri yapacak)olanlardan başkasına elbette ağır gelir''
''Fakat o, hayır işleyerek, kötülükleri terk ederek zor şeylere göğüs geremedi, sarp yokuşta, zorlu yolda yürüyemedi''BELED 11
Yorumlar
Yorum Gönder