Ana içeriğe atla

İYİ SAATE OLSUNLAR... ÜÇ HARFLİLER... CİNLER


''Bu evrende sizi, cehaletinizden başka çarpacak hiçbir güç yoktur.''
Adı anılınca gelen özellikle ıssız mekanları,banyoyu tuvaleti incir ve ceviz ağaçlarının altlarını mesken tutan,Çocukluğumuzun en korkunç masalları,daha doğru bir ifade ile YALANLARI
Cinn:insanın beş duyusuyla kavrayamadığı, algılanamayan, ama somut veya soyut, varlığı kesin olan güçler.
İns:Beş duyuyla hissedilebilen, bilinen, görünen, tanıdık, ilişki kurulabilen, kaybolmayan, sürekli ortada duran
Halakal insâne min salsâlin kel fehhâr/insanı pişirilmiş çamur gibi kuru balçıktan yarattı(RAHMAN 14)
Ve halakal cânne min mâricin min nâr/cinleri dumanı olmayan ateşten/enerji yarattı (RAHMAN 15)
Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn
Ve andolsun ki Biz, insanı; görünen, bilinen varlıkları çınlayan kilden, işlenebilen çamurdan/hâlden hâle giren bir maddeden oluşturduk.(HİCR 26)
Vel cânne halaknâhu min kablu min nâris semûm
Ve cânnı; görünmez varlıkları da daha önce, en ince delikten bile geçebilen yakıcı bir esintinin ateşinden/engel tanımayan enerjiden oluşturmuştuk.(HİCR 27)
Cinn yani enerji insten daha önce yaratılan ve insanın duyu organlarının sınırları içinde bulunmayan varlıkları tanımlar yani evrenin oluşum aşamalarında henüz bugün bildiğimiz anlamdaki maddenin oluştuğu ilk dönem yıldızları yani dev kozmik fırınların henüz ortaya çıkmasından önceki enerji aşaması,İns görünen yani bugünkü anlamı ile bilinen madde is dev kozmik yıldızların çekirdeklerinde gerçekleşen füzyon sonucu cinn'den sonra ortaya çıkan varlıkları tanımlamaktadır.
Kurani olarak cinn kelimesinin kullanımı bilinmeyen,tanınmayan,bilinemeyen varlıklar yada kişiler anlamında olmaktadır.Kimi zaman şeytan ve melek gibi duyu organları ile kavranamayan varlıkları anlatmada kullanılırken kimi zaman kıssanın geçtiği yerdekiler tarafından tanınmayan yada kimlikleri kesin olarak bilinmeyen kişiler için kullanılmaktadır.Süleymanın cinleri yada Resulu dinlemeye gelen cinler gibi.Ayrıca ins ve cinn kalıbı ile bilinen ve bilinmeyen tüm varlıkların kast edildiği herkes ve herşey anlamındaki kullanımlar mevcuttur(Zariyat 56-57)
Geçmişin ilkel ve cahil toplumlarından kendilerine kalan kirli mirastan bir türlü vazgeçemeyen gelenekçiler Kurani olarak gayet akılcı ve gayet mantıklı cinn kavramı yerine insan gibi yiyip içen görünmeyen insana istediği zaman zarar verebilen kontrol edildiği takdirde şirke varır bir şekilde geçmişi ve geleceği bilebilen kendi uyduruk cinlerini koymuşlar bazen su kenarlarında düğün yaptırmışlar,insan ile ilişkiye sokmuşlar,küçük çocuklarını hatta kendilerini bile anlamsız ve mesnetsiz korkuların içine sokmuşlardır.
İnsan pisliği ile beslenen,insanı istediğinde çarpan ,yada cinsel olarak ondan faydalanan kendi aileleri ,ülkeleri ,padişahları olan ipekten elbiseler giyen cin diye birşey malesef ki yoktur size bugüne kadar anlatılan suya sabuna toprağa taşa bakan cinci hocalar sadece yalandan ibarettir.Atalarından kendilerine miras kalan,akla aykırılığına, kendilerine yaşattığı bunca rezilliğe rağmen bir türlü inanmayı bırakamadıkları ''Dinin'' diğer her unsuru gibi bugün bilinen ''Cinn kavramı'da yalandan ve uydurmadan ibarettir.Cehaletleri nedeni ile açıklayamadıkları olayları uydurma masallarla açıkladıkları gibi ''okumadıkları kitaptaki'' cinide uydurmalarla Allah'a attıkları iftiralarla açıklamışlardır.
İncir ağaçlarının altında yatanlara musallat olan su kenarlarında yaşayan yada adı anılınca gelen ve ondan korkmanızı gerektiren hiçbir varlık yoktur,bir aslanla insanın kucaklaşabildiği bu evrende korkmanız gereken ve sizi çevrenizde kendine ''Müslümanım '' diyen bir çok kişi gibi ''şeytan çarpmış kimselere' benzetecek tek şey cehalet ve bilgisizliktir.
Cinn kavramı konusunun daha detaylı hali için:
Pişmiş çamur örneklemesi için:
Artık masalları bırakıp gerçekleri sorgulamak için:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla