Ana içeriğe atla

DİN : Teslimiyet yada İsyan


  Din,bireysel anlamda, insanın hayatı boyunca kişisel değer ve kannatlerine göre sürdürdüğü yaşamıdır;Ve bu yaşamı oluşturan bütün eylemleri ya da eylemsizlikleri, o kişinin dinini oluşturur. Din bizzat yaşamın kendisidir; kişinin yaşam şeklidir,olaylar karşısında yaptığı yada yapmadığı davranışlarıdır.Toplumsal olarak Din ise, bireylerin yaşam şekillerinin kurallaşarak, yasalaşarak, ilkeleşerek toplumsal düzene yansımasıdır.''Din'' kelimesi toplumsal bazdaki yasa, sistem, düzeni tanımlamak için kullanır.

   Din ,toplumu meydana getiren bireylere ait kişisel özelliklerin belirli bir konsensüs dahilinde oluşturduğu toplumsal yaşam kaideleridir.Bu kaidelere riayet edenler ‘’Din’’e uygun bir yaşam sürdürebilirler.Bu kaideler genel bir toplumsal kabul ile oluşmaları nedeni ile ‘’sorgulanamaz’’,’’red edilemez’’ve ’’değiştirilemez’’çünkü toplumun geneli bu kaideler üzerine inşaa edilmiş sosyal,siyasi ve ekonomik düzenin bir parçasını oluşturmaktadırlar.Bugün içinde yaşadığımız ‘’Din nedir’’?Gerçekten birilerinin söylediği gibi Kuran-ı Kerim’i temeline yerleştirmiş ,tamamen Kurani referanslarla inşaa edilmiş ‘’İSLAM (teslimiyet)‘’mıdır yada biz ‘’Müslümanlar(teslim olanlar)’’mıyız?

Toplumsal yaşam temel olarak 3 ana temel üstünde yükselir:EKONOMİ,SİYASET,SOSYAL YAŞAM

Ekonomi.

 Kurani ekonominin ana temeli ‘’Mülkün sahibinin sadece Allah’’ olmasıdır,geçici olarak yaşadığı dünyanın nimetleriden faydalandırılan insan ‘’çalışıp didinerek elde ettiğinin ‘’ihtiyacı kadar olan kısmından kendisi faydalanacak , gerisini Allah yolunda harcayacaktır(infak/zekat/sadaka).Kuran temelli ekonominin temeli adil bölüşümdür akrabaların,fakirlerin,yoksulların ,yetimlerin(sahip çıkacak kimsesi olmayanların),ihtiyaç sahiplerinin kişiler,kurumlar ve devlet eliyle korunup kollanması ekonomik sistemden hak ettikleri paya Müslümanlar ve onların kurdukları sistem eliyle kavuşturulması ,Kurani sistemin ekonomik ayağını oluşturur.Malı biriktirmek,ihtiyacı aşan tasarruf Kuran tarafından lanetlenir.

Siyaset

Kuran’ın temel aldığı siyaset anlayışında Müslümanlar gruplara fıkralara ayrılmadan Kuran-i ilkelerini referans alan bir yönetim anlayışını, benimserler bu yönetim Şura(meclis)aracılığı ile yani genel kabul ile kararlar alır.İslami yönetimin amacı ‘’Dini hayata geçirmek’’tir.Yönetebilmenin temel kıstası’’ Ehil ‘’olmaktır ancak gerekli donanıma ,ogunluğa sahip üzerinde toplumsal bir kanaatin olduğu kişilere toplumu ''geçici olarak'' idare etme yetkisi verilebilir.Toplumda adaletin sağlanması ,insan haklarının korunması özellikle Kuran-ı kerimin yetim olarak tanımladığı ‘’toplumsal korumaya ihtiyaç duyanların’’gözetilmesi yönetim anlayışının temelini oluşturur,Kurani referansla oluşmuş bir devletin amacı ’’ insanlara ‘’eşit,adil ve güven içinde bir yaşam sunmaktır.
Sosyal yaşam

Kadın ve erkeğin birarada bulunduğu sosyal bir hayat öngörülür,toplantılar,eğlenceler,ibadetler hep bir arada yapılır,yönetime katılımda herkes hür ve eşittir.Ekonomik olarak eşit olmayanlara bile toplumsal destek verilerek eşit olmalarını sağlamak esastır. Kuran inananlara ve insanlara hitap eden herkese ait kamusal bir bir kitaptır,bir cinse,ırka yada özel bir gruba hitap etmez(bu grup müslümanlar,müminler bile olsa),bir arada yaşanan bir toplumsal hayatı tesis etmek ve düzenleme amacı güdmektedir.(Bugün ‘’islami ‘’olarak belirtilen Haremlik selamlık uygulaması Kuran temelli değildir bu uygulamaya kanıt gösterilebikecek Kurani hiçbir referans bulunmamaktadır)Kuran –ı kerimde Evlenme ,boşanma ,miras için uygulanacak temel ilkeler belirlenmiştir.Kurana göre insanlar olgunlaşınca evlenebilir,evlenmeye ekonomik olarak gücü yetmeyenler devlet desteği ve toplumsal katılım yoluyla evlendirilmelidir,amaç ruhen ve bedenen sağlıklı bireylerin bulunduğu bir toplum yapısı oluşturmaktır,evlenirken kadınlara ileriye yönelik ekonomik bir özgürlük sağlamak amacı ile maddi bir birikim akratılması esastır,bu birikim kendi rızası dışında her şart altında kadında kalacaktır.Evlenme kadar boşanmada insanidir birarada yaşama imkanı olmayanlar ayrılıp başkaları ile evlenebilir bu Kuranda gayet doğal bir biçimde açıklanır.Kadınlar ,erkekler başta olmak üzere tüm toplum tarafından koruyup kollanacak kendilerine ihtimam gösterilecek varlıklar olarak nitelenir.Karşılıklı saygı esaslı bir sosyal yaşam öngörülür…
    Kadın ve erkeğin her alanda bir arada olduğu ,kadınların ekonomik olarak özgürkılındıkları,sermayenin toplumsal tabana yayılarak sosyal adalet ve eşitliğin sağlandığı,Siyasi katılımda insanların partilere siyasi gruplara ayrışmadığı ‘’ötekilerin ‘’ olmadığı hep bir arada birlik berabelik içindeki yaşamı temel hedef olarak belirlemiş Kuran-ı Kerim temelli bir toplum anlayışı ile bugün içinde yaşadığımız ,zenginin her geçen gün daha zengin olduğu, fakirin hor görüldüğü yoksul görünce başların başka tarafa çevrildiği ,insanların açlıktan öldüğü ;Kadın ve erkeğin el dahi sıkışmaktan çekindiği ,güya Allah’ın evi olan camiler başta olmak üzere ,evlerde ,sokaklarda haremlik selamlık uygulamasının gizli yada açık biçimde uygulandığı ,toplu ulaşım araçlarında dahi iki cinsin yan yana oturtulmadıkları,kadının ‘’insan kimliğinin silinerek’’ sadece beden olarak görüldüğü ve cinsel bir obje olarak nitelenen bu bedenin her türlü çaba ile saklanmaya çalışıldığı;İki cinsin birbirinden ayrı durma ölçüsünün ‘’ahlak’’ olarak kabul edildiği ama erkeklerin cinsel ihtiyaçlarını para karşılığı giderdikleri ‘’Genelev ‘’ denilen kuruluşların normal olarak nitelendiği ve bu kuruluşlardan aldığı vergi ile kendisine hizmet getiren bir devlet anlayışının yadırganmadığı ;Ekonomik,sosyal ve kültürel engeller ile baskılanmış cinsellik sonucu kadınlara,çocuklara,hayvanlara plastik bebeklere hatta su damacalarına karşı her türlü sapkınlığın zirveye ulaştığı ve bu çarpık hayat düzeni karşısında kılını dahi kıpırdatmayan toplumumuz birbirine ne kadar benziyor.Biz Kuran-ı Kerimle bize bildirilen ‘’insanı yaşam kaidelerine’’ ne kadar riayet ediyoruz. Biz Allah’ın sistemine teslimiyet gösteren MÜSLÜMANLAR mıyız?Toplumsal hayatımız Kuran-ı Kerim temelli yaşam kaideleri üzerine mi inşaa edilmiş?BİZİM DİNİMİZ İSLAM MI?


Yorumlar

  1. Biriktirmek kuranda lanetler. Eyvallah.Allahin sözünün üstüne sözümüz yoktur.Bugün toplumda yaşayan insanların biriktirme sebebi yaşadığımız dinin gereği değil midir?çünkü yaşadığımız din onu emrediyor.ona uymayıp biriktirmediginde ,örneğin emeklilik hayatında ölme ,sürün denilen maaşa tabi tutuyor. Dolayısıyla yaşadığın din kurana gore degilde günümüzde ki gibi uydurulan,farklı formatlanan bir hayata göre olunca bu yaşanılan din,hayat elbetteki kurana uygun düşmüyor.

    YanıtlaSil
  2. Biraz önceki yorumu sonunu okumadan gondermistim.Din derken tam da sizin dediğinizi kastediyorum. Bizim dinimiz İslam mi?Yoksa islam soslu paganizm mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan