Ana içeriğe atla

KAYNAK,YOL VE HEDEF:

''Onlar,salatı ikame ederler ve zekâtı(Allah'ın sistemine uygun kazanımlarını) verirler/infak ederler.Ve onlar, ahirete (Rabbleri katındaki yaşama) yakîn hasıl ederler.LOKMAN 4







''Ey inananlar, size bir alışveriş haber vereyim mi ki elemli azaptan kurtarsın sizi
Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân edersiniz ve Allah’ın yolunda canlarınızla ve mallarınızla cihad edersiniz. İşte bu, sizin için hayırdır. Keşke bilseniz.''SAFF 11


''Şüphe yok ki Allah, kendilerine cenneti vermek üzere inananların canlarını, mallarını satın almıştır'' TEVBE 111


Allah ile yapılan ticaretin konusu müminlerin canları ve mallarıdır,müminler canlarını ve mallarını Allah yolunda ,onun sisteminin egemen kılınması için harcayacaklar ve bu ömürlerinin sonuna kadar sürecek olan mücadeleleri sonunda Rablerinin yanındaki yaşamda yaptıklarının karşılıklarını misliyle alacaklardır,Allah'ın insanlara olan vadi budur.Yaratıcı insandan bir takım ritülelleri yerine getirmesini yada ruhen arınmasını istememektedir,istenen sistemi anlaması ve onun yolunda bir çalışma içine girmesidir,yapılan vaad bu dünya'ya ait değildir,teslimiyetin sonunda bu dünyada elde edilecek bir menfaat yoktur,insana bu dünya'ya ait menfaatlerin geçici olduğu gerçek yaşamın ve yapacaklarının geröek karşılığının Rabbin katındaki yaşamda olduğu söylenmektedir.Bu dünyanın menfaatinden göstereceği vazgeçiş insanın Rabbine göstereceği sadakatin ölçüsü olacaktır,

Eşitlenmeye ve sadakatin ispatına giden yolda üç önemli kavram karşımıza çıkmaktadır;Zekat,İnfak ve sadaka


KAYNAK ;ZEKAT

Kelimenin kökünü oluşturan ''zeka'' Allah'ın sistemine uygun olarak artan,çoğalan anlamına gelmektedir,bu kökün bir türevi olan ''zekat'' Allah'ın sistemine uygun olarak artmış ,çoğalmış,en düzgün,en temiz ,en iyi haline ulaşmış anlamına gelmektedir.

Kelime bir yol bularak çıkıp ,gitme anlamındadır,Arap tavsanının çıkış deligine "nâfika,yerin altından çıkış yeri olan tünele "nafak" denir.
 الإنفاقİnfak” sözcüğünün kökü olan “ ن ف قn f q”nın ilk anlamı, “at ve diğer canlıların ölmesi” demektir. Sözcük daha sonra genel olarak “yok olma, tükenme” anlamında kullanılır olmuştur.Bu sözcüğün “ إفعالİf’âl” babından türevi olan “ إنفاقinfak”  sözcüğünün anlamı ise  “malın, paranın, canın harcanması tüketilmesi” demektir. (Lisan ve Tac.)

HEDEF:SADAKA
(S-D-G) kökü “doğru söylemek/gerçeği tasdik etmek” demek. Doğruluk anlamına gelmekle birlikte daha ziyade sözün doğruluğu manasında,kullanılmaktadır;Kurani olarak birşeyin doğruluğunu tasdik etme onaylama olarak kullanılır.
Zekat,İnfak ve sadaka kelimeleri Kurani olarak bir olgunun 3 farklı yönünü tanımlamaktadır,
Zekat,Allah yolunda harcanacak olanın kaynağını tanımlar,bu kaynak Allah'ın sistemine uygun olarak elde edilen kazanımdır,İnfak bu kazanımdan verilecek olanın ölçüsünü ve yöntemini tanımlar,Sadaka bu faaliyetin muhattabını ve nihai hedefinin tanımlanmasıdır.
ZEKAT:KAYNAK

''Mallarınız eksilmesin/artsın diye sadece Allah'ın sistemine uygun olmayan kazanımlarınızdan verdigininiz şey Allah katında artmaz,Allah'ın vechini dileyerek zekattan (Allah'ın sistemine uygun kazanimlarinizdan) verin, iste boyle yapanlar kat kat arttıranlardır"RUM 39
''Allah,ribayı eksiltir ve sadakayı artırır. Ve Allah günahkâr kâfirlerin hiçbirini sevmez.''BAKARA 276
RUM 39'da ve mâ âteytum min zekâtin:Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarınızdan verdiğiniz şey tamlamasında zekat 'Allah'ın sistemine uygun olan kazanımı''tanımlarken ,bu kazanımdan vermek(âteytum min zekâtin) infak'ı,bu kazanımdan verilen şey/şeyler(ve mâ âteytum min zekâtin)ise sadakayı tanımlamaktadır,Bakara suresi 276. ayet sözkonusu tamlamayı içine alarak Rum 39'un ikinci bölümünün özeti durumundadır:yurbîs sadakât/sadakayı arttırır,Rum suresi 39. ayet Bakara suresi 276. ayetin açıklaması niteliğindedir.


Ayetlerde Allahın sistemine uygun kazanımı tanımlayan ''zekat'' kelimesini tamamlayan  İTA kelimesi suyun ark açarak ulaşması ve ulaştırılması anlamındadır ki sözkonusu tamlama(âtûz zekâte) bir yol bularak çıkıp gitme anlamına gelen infak kelimesine anlam bakımından tam bir uyum göstermektedir.


''Ve salatı ikame edin ve zekâtı(Allah'ın sistemine uygun kazanımlarınızı)verin/infak edin.Ve rükû edenlerle beraber rükû edin.BAKARA 43


Artık O’ndan  size kolay geleni okuyun, salatı ikame edin, zekâtı(Allah'ın sistemine uygun kazanımlarınızı) verin/infak edin ve Allah için güzel bir şekilde borç verin! Ve nefsiniz için hayır olarak ne takdim ederseniz, onu Allah’ın indinde daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak bulursunuz MÜZZEMMİL 20



İNFAK:YOL


''Onlar ki, gaybe îmân ederler, salatı ikame ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden(zekat/Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarından) infâk ederler.BAKARA 3

''Sana ne infâk edeceklerini soruyorlar.De ki: “Hayır olarak ne infâk ederseniz  işte o, anne-baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolcular içindir. Ve hayır olarak ne yaparsanız, o taktirde muhakkak ki Allah, onu en iyi bilendir.”BAKARA 215

''Ve sana neyi infâk edeceklerini soruyorlar. De ki: “Afv ettiklerinizi (ihtiyaç fazlasını)''BAKARA 219

''Ey âmenû olanlar! İçinde, ne bir alışverişin ne bir dostluğun ve ne de bir şefaatin bulunmadığı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan(zekattan/Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarınzdan) infâk edin. Ve kâfirler, onlar zâlimlerdir''BAKARA 254


''Ey âmenû olanlar! Allah’a ve yevm’il âhire inanmayarak, malını insanlara riya için infâk eden kişi gibi, sadakalarınızı(Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarınızdan verdiklerinizi/infak ettiklerinizi) minnetle (başa kakarak) ve eza ile bâtıl etmeyin (boşa çıkartmayın). İşte onun durumu, üzerinde toprak bulunan sert bir kayaya benzer ki, ona kuvvetli bir yağmur isabet edince, böylece,onu sert bir kaya halinde bırakması gibidir. Onlar kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allah, kâfirler kavmini hidayete erdirmez.''BAKARA 264

''Allah’ın rızasını talep ederek ve kendi nefslerinde sabit kılaraK mallarını infâk edenlerin  durumu, münbit bir tepe üzerinde bulunan bahçeye benzer ki, ona kuvvetli bir yağmur isabet edince, böylece ürününü iki kat verir. Hatta kuvvetli bir yağmur ona isabet etmese, çiselese bile. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.'''BAKARA 265

''Ey âmenû olanlar! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temizlerinden(Zekattan:Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarınızdan) infâk edin .ve sakın onun kötüsünden ve kendiniz için gözü kapalı alamayacağınız şeyleri infâk etmeye meyletmeyin .Ve Allah’ın, Gani (ve) Hamîd olduğunu bilin!'' BAKARA 267


''Mallarını(Zekattan:Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarından) gece ve gündüz, gizli ve aşikâr infâk edenler (verenler), işte onların ecirleri (mükâfatları) Rab’lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar'' .BAKARA 274

''Âmenû olan  kullarıma söyle: “Dostluk ve alışverişin olmadığı o günün gelmesinden önce namazı ikame etsinler! Onları rızıklandırdığımız şeylerden(Zekattan:Allah'ın sistemine uygun kazanımlarından) gizli ve aleni (açık) olarak infâk etsinler!” İBRAHİM 31


SADAKA :HEDEF


''Eğer (Zekattan/Allah'ın sistemine uygun kazanımlarınıdan verdiğiniz şeyleri) sadakaları açıkça ortaya çıkarırsanız/kullanırsanız, işte o ne güzel! Ve eğer ogizleyerek fakirlere verirseniz artık o sizin için daha da hayırlıdır.günahlarınızdan  örter. Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.''BAKARA 271

''Eğer (borçlu) zor durumda ise o taktirde durumu kolaylaşıncaya kadar beklenmelidir. Ve (alacağınızı) sadaka(Zekattan/Allah'ın sistemine uygun kazanımlarınıdan verdiğiniz şey) olarak kullanmanız, sizin için daha hayırlıdır. Keşke bilseydiniz.''BAKARA 280

''Ve onlardan, (zekattan:Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarda verilen şeyler)sadakalar konusunda seni ayıplayan kimseler vardır. Öyle ki eğer ondan  onlara verilirse razı olurlar ve ondan verilmezse, o zaman kızarlar''.TEVBE 58

''Muhakkak ki; (zekattan:Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarda verilen şey)sadaka, Allah’tan bir farz olarak fakirler ve miskinler  ve memurlar  içindir. Ve kalpleri ısındırılacak olanlara ve kölelere  ve borçlulara ve Allah yolunda ve yolculara aittir. Ve Allah, bilendir, hüküm sahibidir.''TEVBE 60

''Onların mallarından (zekattan:Allahın sistemine uygun olan kazanımlardan verdikleri şeylerden)sadaka olarak al ve onunla, onları temizle ve tezkiye et ve onlara dua et, muhakkak ki; senin duan onlar için bir sekînedir (sukûnettir). Ve Allah; Sem’î (en iyi işiten)dir, Alîm (en iyi bilen)dir.''TEVBE 103




Rızık bakımından farklılık ve eşitlenme
''Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün etmiştir. Geçimi üstün olanlar, rızıklarını(zekattan:Allahın sistemine uygun olan kazanımlarında) elleri altında bulunanlara veri(infak edip) onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler, Allah'ın nîmetini bile bile inkâr mı ederler?''NAHL 71

Rum suresi 37 ayet ve Nahl suresi 71. ayet 

''Ve onlar, Allah’ın dilediğine rızkı genişlettiğini ve takdir ettiğini görmediler mi? Muhakkak ki bunda, mü’min bir kavim için âyetler vardır''


İnsanların Allah'ın yarattığı sistem içinde rızık bakımından farklılıklaştırıldıklarını ,yaratılış itibari ile rızıklara ulaşma/Allah'ın sistemine uygun kazanım sağlama konusunda farklı imkanlara sahip oldukları ifade edilmektedir.NAHL suresinin ikinci bölümünde ''Geçim bakımından üstün olanların'' yani Allah'ın sistemine uygun biçimde daha fazla kazanım elde edenlerin bu kazanımları imkanları dahilinde ulaşabildikleri kişilere vererek onlarla rızık bakımından eşit hale gelmeleri istenmektedir.Nahl 71 de aynı ayet içinde yer alan ifade Rum 38 'de daha detaylandırılmakta ve bu kazanımlardan kimlere verileceği detaylandırılmaktadır


''Öyleyse akrabalara, miskinlere ve yolculara haklarını ver. Bu, Allah’ın vechi’ni (dileyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar, onlar felâha erenlerdir''
Rum 39'da bu verilecek olan şeylerin kaynağının ne olacağı açıklanmaktadır;

Mallarınız eksilmesin/artsın diye sadece Allah'ın sistemine uygun olmayan kazanımlarınızdan verdigininiz şey Allah katında artmaz,Allah'ın vechini dileyerek zekattan (Allah'ın sistemine uygun kazanimlarinizdan) verin, iste boyle yapanlar kat kat arttıranlardır
Kuranın pekçok ayetinde olduğu gibi bir kavramın yada uygulamanın açıklaması ;farklı ayet grupları içinde detaylı olarak yapılmaktadır.

Zekat;İnfak ve Sadaka arasındaki kavramsal bağda bu şekildedir,yaratıcı rızık bakımından farklı kıldığı insana bu farklılığı ortadan kaldırmanın yolunu Kitabı vasıtası ile göstermektedir.Rızık bakımından farklı kılınan kişi öncelikle kendi kazanımlarını sorgulamak durumundadır,kazandıkları Allah'ın sistemine uygun mudur?yoksa değilmidir?Çünkü egemen kılınmak istenen sisteme uygun olmayan kazanımların kendisi nihai amaç olan ''eşitliğin sağlanması'' önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır.Bu sebeple kişi kazanım sınırlarını Allah'ın sistemine uygun bir biçimde belirleyecektir;

eksik ölçüp tartmayacaktır;

''Ey kavmim, ölçeği doğru ölçün, teraziyi doğru tartın, halkın mallarını eksiltmeyin, yeryüzünde bozgunculuk etmeye çalışmayın.''HUD 85

Kazanımlar Belirli çıkar grupları içinde kalıp sadece onların faydalanması ile sınırlı kalmayacaktır.

''Mallarınızı aranızda boş yere yemeyin. İnsanların bir kısım mallarını da günah ederek yemek için bilebile hakimlere mal vermeyin''BAKARA 188

Gereksiz mal biriktirilmeyecektir

Ve altın ve gümüşü biriktiren ve onu Allah yolunda infâk etmeyen kimseler; artık onlara elîm azabı haber ver.TEVBE 34


Yetimin /Toplum tarafından kimsesiz bırakılanın malına belli koşullar dışında yaklaşılmayacaktır


''Yetimin malına, kendisi ergenlik çağına varıncaya kadar, onu değerlendirmek amacı dışında, sakın yaklaşmayın. Verdiğiniz her sözü yerine getirin; çünkü verdiğiniz her sözden, hesap gününde mutlaka sorguya çekileceksiniz.''İSRA 34


Kişinin Allah'ın sistemine uygun olarak sağladığı bu arttırma,çoğaltma yada kazanım Zekat kavramını oluşturacaktır,Zekat kavramının zıttı olan kavram Riba Allahın sistemine uygun olmayan haksız kazanımdır.Kuran elde edilen bu sisteme uygun kazanımdan /fazlalıktan bir yol bularak bu kazanımı elde edemeyen yada elde etme bakımından yetersiz kalanlara bu kazanımı ulaştırımlasını istemiştir bunun Kurandaki ifadesi arık açarak suyu ulaştırma anlamındaki Ati kelimesi ile yapılmaktadır ,atuz zekat sisteme uygun olan bu kazanımın ihtiyaç sahibine ulaştırılmasını tanımlar,atuz zekat kavramı karşılığını kelime anlamı olarak paralel olan İnfak kelimesinde bulur;Allah'ın sistemine uygun olan kazanımı ihtiyaç sahibine ulaştırma ve infak aynı kavramı tanımlar;Kuranda neyin ,ne kadar ne biçimde infak edileceği ve bunun sonuçları detaylı biçimde ortaya konulur;İNFAK'ın konusu yada hedefi olan şeyler SADAKA kavramını oluşturur doğrulama ,tasdik etme anlamına gelen sadaka Allah'ın sistemine olan teslimiyetin tasdikidir,kişi sadaka ile Allah'a ve onun sistemine olan güvenini ortaya koyar ,sadaka yaratıcıya duyulan güvenin/imanın nesnel ifadesidir.Teslimiyet gösteren ve Yaratıcısına güvenen insan dünyevi olarak kıymet verdiği şeylerden sadece yaratıcının sisteminin işler hale gelebilmesi için vazgeçmekte onu diğerlerine aktarmaktadır.Sözkonusu sürecin en net anlatımlarından biri İnsan suresi 7,8 ve 9. ayetlerindedir.



''Ve sevdiği taamı, miskinlere , yetimlere ve esir olanlara yedirirler.

Biz sadece Allah’ın vechi için sizi doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz.

Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde Rabbimizden korkuyoruz.''


Zekat,İnfak ve sadaka bir sürecin ayrılmaz parçalarıdır,tüm parçalar bir araya geldiğinde insan Rabbine olan güvenini ortaya koyacak ve teslimiyetini nesnel olarak ifade edebilecektir.

















Yorumlar

  1. Zekatın sadece infak boyutu mu vardır? Salati ikame edin,zekatı verin derken kastedilen sadece infak ve sadaka mi?Yoksa vahyi yaşamak ,yerine getirmek yani hepsi mi zekatı oluşturur. Bunu biraz açarsanız sevinirim.Ey elçinin hanimlari salati ikame edin zekatı verin derken hepsi ayrı ayrı infak mi edecek maddi olarak yoksa vahyi yerine getirerek arinma ya mi ulaşafak.

    YanıtlaSil
  2. Yukarıdaki sorunun cevabı sizde yok galiba.

    YanıtlaSil
  3. Sorunun cevabı bende yok ama sorunun muhattabında mevcut;
    Kitapta zekat infak ve sadaka dışında başka hiçbir unsura bağlanmıyor.Zekatın verilmesinin veren kişi açısından tek ve yegane amacı ''mallarının temizlenmesi''Tevbe 103:Onların mallarından sadaka al ki bununla onları temizlemiş arındırmış olursun.Leyl 13:Malını VEREREK temizlenip arınır.Kitapta ''Vahyi yaşamak'' diye bir kavram yok söylenen tek bir şey var ''VAHYE UYUN''.Sadece ve sadece Resule verilen görev vahyi tebliğ etmek onu okumak iman edecek kişi ise sadece ona uymak ile mukellef.

    Sözünü ettiğiniz Ahzab suresinde muhattabın nebinin kadınları/insanları olduğu ayetlerde(33-35)kullanılan kalıp ''akimne-ssalâte ve âtîne-zzekâte'' salatı ikame edin ve zekatı verin.Vahiy ayetin ta kendisi yapılması istenen salatı ikame etmek ve zekatı vermek.

    İslam spiritüel /ruhçu bir inanç biçimi değil ruhen ve manevi bir rahatlamadan ziyade toplumsal ve kişisel sorunlara fiili çözüm mekanizmaları oluşturmayı amaçlıyor.Aç insanlar gördüğünüzde size onları anlayın yada onları teskin edin demiyor onların karınını doyurun diyor.

    ''Ve lillâhi mulkus semâvâti vel ard, ve ilâllâhil masîr''
    ''Göklerin ve yerin mülkü allahındır''Nur 42

    Bu kitaba ve içindekilere iman eden/güvenen /bu bilgi üzerine yaşayan kimse kendisine vahyedileni yerine getirir tıpkı bal arısı gibi.Nahl 68-69

    İman edip güvenmeyen kimse ise Bogazlanması gereken Bakara'yı boğazlamamak yan çizmek için türlü türlü yollar arar nebiyi bile fitneye düşürmeye çalışırlar.İsra 73.

    http://cenkgundogan.blogspot.com/2015/04/atuz-zekatallahn-sistemine-uygun-olan.html

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan