Ana içeriğe atla

ALLAH'IN SİSTEMİ VE İNSANIN VAROLUŞ GAYESİ


Tüm yaratılış kesin ve değişmez kurallara dayanan bir sistem içindedir,tüm yaratılmış olanlar bu kesin kurallara dayanan sistem içinde varlıklarını sürdürürler,



Ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen)

''Sünnetullahta/Allah'ın yaratılış kanunlarında/sisteminde değişme bulamazsın''FETİH 23


Artık hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.RUM 30

İnsan dışındaki tüm varlıklar ,yaratıcının bu sistemi içinde 'yaratılış programları'' ile belirlenen görevlerini eksiksiz olarak yerine getirirler,İnsanın durumu diğer varlıklardan farklıdır,insan yaratılış programını belirleme,Allah'ın yarattığı sistem içinde ''özgür iradesini'' ortaya koyma konusunda serbest bırakılmıştır.İnsan diğer canlılardan farklı olarak ''yaratılışı kavrama yeteneğine'' sahiptir.

''Ve Âdem’e, isimlerin hepsini öğretti'' BAKARA 31

İnsan bu kavrama yeteneği ile varlık sahası içinde ''özgür iradesini'' ortaya koyabilir,diğer varlıklar üzerinde iradesini kullanarak değişiklik meydana getirebilir,insanın kontrolu altında bulunmayan tek unsur şeytan/gerçek dışı bilgidir.Gerçek dışı bilgi ,Allah'ın sistemi içinde varolan insanın bu sistemin gerçeklerinden uzaklaşmasına ve sünnetullah /yaratılış kanunları gereği zarar görmesine sebebep olabilir.İnsan yaratıcının sistemini ve ona ait bilgiyi kavrayarak bu sistem içinde en uygun yaşayış biçimini sürdürebilir,Yaratıcı nezlinde bu en uygun yaşayış biçimi yaratılış kanunlarına kesin bir teslimiyeti ifade eden İslam'dır,Yaratılışa ve yaratılış kanunlarına mutlak bir teslimiyet ile insan varlığını olabilecek en mükemmel şekilde sürdürebilme olanağına sahip kılınmıştır,tıpkı bunun tam tersi olan gerçek dışı bilgiye /şeytana uyarak varlığını olabilecek en aşağılık seviyede sürdürme imkanına sahip kılındığı gibi,

’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19

Allah'a ve onun sistemine güvenerek yaşayan insanın görevi ,Allah'ın sistemine uygun olan yaşam tarzını/sistemini hayata geçirmek egemen kılmaktır,yaratıcının insana yüklediği en ağır yük budur,

Allah'a ve Onun sistemine güvenerek yaşayanlar,kendilerine verilen canlılık özelliğini ve bu dünyaya dair sağladıkları imkanları ,yaratıcının sisteminin egemen kılınması için kullanacaklardır,Kendilerine verilen canlılık özelliğinin yaratıcının sistemini egemen kılmak için kullanılması ''Salat'' adı verilen kavramı oluştururken ,insanın bu dünya'ya ait sağladığı imkanlar zekat kavramını oluşturur,zekatın aktarılma yolları ve ölçüsü infak'ı oluşturuken bu aktarım sonucunda oluşan sadaka ,insanın yaratıcının sistemine duyduğu sadakatin/bağlılığın bir göstergesidir.

İnsan bu dünya'ya ait olan her unsurun,ve bu unsurlara ait her ortaya koyuşunun Allah'ın sistemi ile uyum içinde olmasından ,değilse bu uyumluluğun sağlanmasından ve sürekli biçimde bu uyumluluğun sorgulanmasından sorumludur.İnsan ''gerçek'' dışında hiçbir şeyin bulunmadığı varlık sahası içinde şeytana/gerçek dışı bilgiye itibar etmeden Allah'ın sistemine uygun bir yaşam sürmek amacında olmalıdır,böylece dünyevi hayatındaki yaşamındaki davranışlarının karşılığını Allah'ın mevcut varoluşu değişikliğe uğratmasının ardından Rabbinin yanında /katında olan yaşamında alacaktır.Allah'ın yaratılışı ve içinde bulunduğumuz yaşam içinde karşılaşacağımız hiçbir doğa üstü olay olmadığı gibi aslında varolmayan ruhumuzun arınmasınad ihtiyacımız yoktur,içinde yaşadığımız hayatta ortaya koymamız gereken şey ritüeller değil Allah'ın sistemine uygun yaşam tarzının hayata geçirilmesi için ortaya koyacağımız faaliyetlerdir.

Bunun için öncelikle neyin gerçek/Allah'ın sisteminin gereği neyin yalan/gerçek dışı bilginin sonucu olduğunu anlamamız gereklidir,



ZEKA:''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olarak artan,çoğalan" 

ZEKAT:''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun - olarak artmış,çoğalmış-durumda olan"

TEZEKKA:''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma getirilen"

YETEZEKKA:''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma getirmek'' 

YUZEKKE:'':''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma getirilmek'' 

TEZEKKUR:''Allah'ın sistemine/varoluşa (uygun olup olmadığını) sorgulama/düşünme''

YETEZEKKUR:''Allah'ınsistemine/varoluşa(uygun olup olmadığını) sorgulatma/düşündürme"



''Ey âmenû olanlar(Allah'a ve sistemine duydukları güven üzerine yaşamını sürdürenler), şeytanın adımlarına tâbî olmayın/gerçek dışı bilginin peşinden gitmeyin! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa/gerçek dışı bilginin peşiden giderse o taktirde muhakkak ki O(gerçekdışı bilginin peşinden giden), fuhşu(kötülüğü) ve münkeri (çirkinliği)emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı , içinizden hiçbiri ebediyyen Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma gelemezdi. Lâkin Allah,dilediğini sistemine/varoluşa uygun hale getirir. Ve Allah, Sem’î’dir Alîm’dir''.NUR 21


Kad efleha men tezekkâ:''Allah'ın sistemine uygun duruma gelen(canlılığını/varlığını buna göre sürdüren) kimse kurtuluşa ermiştir'' ALA 14

Kad efleha men zekkâhâ : ''(nefsini/canlılığını/varlığını)Onun sistemine uygun duruma getiren kimse kurtuluşa ermiştir.

Ve kad hâbe men dessâhâ:''(nefsini/canlılığını/varlığını)Allah'ın sistemine aykırı olarak sürdüren kimse heba olmuştur'' ŞEMS 9-10



ZEKAT(Allah'ın sistemine uygun olarak artmış ,çoğalmış;duruma gelmiş)

Kelimenin kökünü oluşturan ''zeka'' Allah'ın sistemine uygun olarak artan,çoğalan anlamına gelmektedir,bu kökün bir türevi olan ''zekat'' Allah'ın sistemine uygun olarak artmış ,çoğalmış,en düzgün,en temiz ,en iyi haline ulaşmış anlamına gelmektedir.



ATUZ ZEKAT:''Allah'ın sistemine uygun olan kazanımlarınızı ulaştırın / verin''





TEZEKKA:''Allah'ın sistemine uygun duruma gelmek''

Allah'ın sistemine uygun duruma gelen(canlılığını/varoluşunu bun göre sürdüren) kimse kurtuluşa ermiştir'' ALA 14

Ve de ona de ki: “Sen Allah'ın sistemine uygun duruma gelmek ister misin?NAZİYAT 18

Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim bihâ ve salli aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîm



''Onların mallarından onları(malları) arındıracak/temizleyecek olan sadakaları al ve onları(onların mallarını Allah'ın sistemine uygun hale dönüştür) onunla(sadaka ile) ve onlara destek ol/yardım et,muhakkak ki senin desteğin/yardımın onlar için ulaşmak istedikleri bir durumdur;Allah işiten ve bilendir'' TEVBE 103




YETEZEKKA:''Allah'ın sistemine uygun duruma getirmek''


Ellezî yu’tî mâ lehu yetezekkâ Ve mâ li ehadin indehu min ni'metin tuczâ,İllebtigâe vechi rabbihil a’lâ Ve le sevfe yerdâ


 O ki ulaştırır/verir onu Allah'ın sistemine uygun hale getirmek için ve o kimse için onun katında (mevcut sistemi içinde) bir nimet (fayda) yoktur yüce rabbinin vechini dilemek (dışında) ve yakında (din /karşılık günü)razı olacaktır.LEYL 17-21


''Ve yük taşıyan birisi  başka birinin yükünü yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu yüklenmeye  çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine haşyet/saygı duyanları ve salatı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa( Allah'ın sistemine uygun hale getirirse) o taktirde bunu sadece kendi nefsi(yaşamı/canlılığı) için yapar. Ve dönüş  Allah’adır'' FATIR 18

''Kendi canlılıklarını Allah'ın sistemine uygun duruma getirenleri görmedin mi? Bilhakis Allah, dilediği kişiyi sistemine uygun hale getirir. Ve onlar, hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar zulüm olunmazlar.''NİSA 49


''Andolsun ki Allah, mü’minlerin  üzerine  bir ni’met olmak üzere  kendilerinden bir resûl beas eder. Onlara O’nun âyetlerini tilâvet eder, onları Allah'ın sistemine uygun hale getirir ve onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel  onlar gerçekten açık bir dalâlet içinde idiler.''ALİ İMRAN 164

''Muhakkak ki onlar; Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar. İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve kıyamet günü onlara nazar etmeyecek. Ve onları kendi sistemine uygun hale getirmeyecek ve onlar için elim azap vardır.''ALİ İMRAN 77

''Muhakkak ki onlar, Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyleri gizlerler ve onu az bir bedelle satarlar. İşte onların yedikleri , karınlarında ateşten başka bir şey olmaz. Ve kıyâmet günü Allah, onlarla konuşmayacak ve onları kendi sistemine uygun bir hale getirmeyeck. Ve onlar için elîm bir azap vardır.''BAKARA 174

''Nitekim size, aranızda, sizden bir Resûl gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin  ve sizi Allah'ın sistemine uygun hale getirsin,size Kitap’ı ve hikmeti öğretsin ve bilmediğiniz şeyleri öğretsin'' BAKARA 151

''Rabbimiz, onların arasından kendilerinden, onlara Senin âyetlerini tilâvet edecek, onlara Kitap’ı ve hikmeti öğretecek ve onların  Allah'ın sistemine uygun hale getirecek bir resûl beas et . Muhakkak ki Sen, Sen, Azîz’sin, Hakîm’sin.''BAKARA 129


YUZEKKE: '''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma getirilmek'' ''


2/BAKARA-129: Rabbenâ veb’as fîhim resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtike ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete ve yuzekkîhim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu)

Rabbimiz, onların arasından kendilerinden, onlara Senin âyetlerini tilâvet edecek onlara Kitap’ı  ve hikmeti öğretecek ve onları Allah'ın sistemine uygun duruma getirecek bir resûl beas et . Muhakkak ki Sen, Sen, Azîz’sin, Hakîm’sin.




2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne).

Nitekim size, aranızda , sizden bir Resûl gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin  ve sizi Allah'ın sistemine uygun bir duruma getirsin, size Kitap’ı  ve hikmeti öğretsin ve bilmediğiniz şeyleri öğretsin.



2/BAKARA-174: İnnellezîne yektumûne mâ enzelallâhu minel kitâbî ve yeşterûne bihî semenen kalîlen, ulâike mâ ye’kulûne fî butûnihim illen nâre ve lâ yukellimuhumullâhu yevmel kıyâmeti ve lâyuzekkîhim, ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Muhakkak ki onlar, Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyleri gizlerler ve onu az bir bedelle satarlar. İşte onların yedikleri , karınlarında ateşten başka bir şey olmaz. Ve kıyâmet günü Allah, onlarla konuşmayacak ve onları kendi sistemine uygun bir duruma getirmeyecek. Ve onlar için elîm bir azap vardır.



3/ÂLİ İMRÂN-77: İnnellezîne yeşterûne bi ahdillâhi ve eymânihim semenen kalîlen ulâike lâ halaka lehum fîl âhırati ve lâ yukellimuhumullâhu ve lâ yenzuru ileyhim yevmel kıyâmeti ve lâ yuzekkîhim ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Muhakkak ki onlar; Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar. İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve kıyamet günü onlara nazar etmeyecek. Ve onları kendi sistemine uygun bir duruma getirmeyecek ve onlar için elim azap vardır.



3/ÂLİ İMRÂN-164: Lekad mennallâhu alâl mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Andolsun ki Allah, mü’minlerin üzerine  bir ni’met olmak üzere kendilerinden bir resûl beas eder. Onlara O’nun âyetlerini tilâvet eder, onları Allah'ın sistemine uygun bir duruma getirir ve onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel onlar gerçekten açık bir dalâlet içinde idiler.



4/NİSÂ-49: E lem tera ilâllezîne yuzekkûne enfusehum. Belillâhu yuzekkî men yeşâu ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

''Kendi canlılıklarını Allah'ın sistemine uygun duruma getirenleri görmedin mi? Bilhakis Allah, dilediği kişiyi sistemine uygun hale getirir. Ve onlar, hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar zulüm olunmazlar.



24/NÛR-21: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).

Ey âmenû olanlar(Allah'a ve sistemine duydukları güven üzerine yaşamını sürdürenler), şeytanın adımlarına tâbî olmayın/gerçek dışı bilginin peşinden gitmeyin! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa/gerçek dışı bilginin peşiden giderse o taktirde muhakkak ki O(gerçekdışı bilginin peşinden giden), fuhşu(kötülüğü) ve münkeri (çirkinliği)emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı , içinizden hiçbiri ebediyyen Allah'ın sistemine/varoluşa uygun duruma gelemezdi. Lâkin Allah,dilediğini sistemine/varoluşa uygun hale getirir. Ve Allah, Sem’î’dir Alîm’dir''



62/CUMA-2: Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Ümmîler arasında, kendilerinden bir resûl beas eden O’dur. Onlara, O’nun  âyetlerini okur, onlarıAllah'ın sistemine uygun duruma getirir, onlara Kitab’ı ve hikmeti öğretir. Ve daha önce  elbette onlar, sadece açık bir dalâlet içinde idiler.


TEZEKKUR:''Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulama''


45/CÂSİYE-23: E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Hevasını(zanını/tahminini) kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim üzere(sahip olduğu yanlış bilgi sebebi ile) dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar  hassasının üzerine gışavet  çekti. Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamaz mısınız?



51/ZÂRİYÂT-49: Ve min kulli şey’in halaknâ zevceynî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Ve Biz, herşeyden çift yarattık. Umulur ki böylece siz tezekkür edersiniz.Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgularsınız



56/VÂKIA-62: Ve lekad alimtumunneş etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Ve andolsun ki, ilk neş’eti  bildiniz, hâlâ tezekkür (tefekkür) etmiyorsanız/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamıyorsanız?



69/HÂKKA-42: Ve lâ bi kavli kâhin(kâhinin), kalîlen mâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Ve bir kâhinin de sözü değildir. Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorguluyorsunuz?

40/MU'MİN-58: Ve mâ yestevîl a’mâ vel basîru vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve lel musîu, kalîlen mâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

Ve kör ile basiret sahibi bir olmaz. Ve de âmenû olup salih amel işleyenlerle kötülük yapanlar da.Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorguluyorsunuz?

37/SÂFFÂT-155: E fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Hâlâ tezekkür etmeyecek misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?

32/SECDE-4: Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

O Allah ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde halketti . Sonra arşa istiva etti . Sizin O’ndan başka dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?

16/NAHL-17: E fe men yahluku ke men lâ yahluk(yahluku), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Yaratan kimse, yaratmayan kimse gibi midir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?



16/NAHL-90: İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bagy(bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden ve azgınlıktan sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulayasınız diye size öğüt veriyor.



23/MU'MİNÛN-85: Seyekûlûne lillâh(lillâhi), kul e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

“Allah’ındır.” diyecekler. De ki: “Hâlâ tezekkür etmeyecek misiniz ?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?



24/NÛR-1: Sûratun enzelnâhâ ve faradnâhâ ve enzelnâ fîhâ âyâtin beyyinâtin 
leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Bizim indirdiğimiz ve  farz kıldığımız bir suredir. Ve onun içinde delillerle açıklanmış âyetler indirdik. Umulur ki, böylece tezekkür edersiniz.Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgularsınız?



24/NÛR-27: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Ey âmenû olanlar! Evlerinizden başka evlere, izin isteyip ev halkına selâm vermedikçe  girmeyin. Bu, sizin için hayırdır. Umulur ki; böylece tezekkür edersiniz/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgularsınız?



27/NEML-62: Emmen yucîbul mudtarra izâ deâhu ve yekşifus sûe ve yec’alukum hulefâel ard(ardı), e ilâhun meallâh(meallâhi), kalîlen mâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Yoksa darda kalan kişi, ona dua ettiği(hedefe özgüllenmiş bir iş yaptığı ) zaman icabet eden, kötülüğü gideren ve sizi yeryüzünde halifeler kılan mı? Allah ile beraber bir ilâh mı? Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorguluyorsunuz?

6/EN'ÂM-80: Ve hâccehu kavmuhu, kâle e tuhâccûnnî fîllâhi ve kad hedâni, ve lâ ehâfu mâ tuşrikûne bihî illâ en yeşâe rabbî şey’â(şeyen), vesia rabbî kulle şey’in ilmâ(ilmen), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).

Ve kavmi onunla tartıştı. “ beni hidayete erdirmişken, Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? O'na ortak koştuklarınızdan, Rabbimin bir şeyi dilemesi hariç ben korkmam. Rabbim ilmiyle herşeyi kuşatmıştır. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?” dedi.



6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin.Böylece tezekkür edersiniz /Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgularsınız?diye,  işte böyle, size onunla vasiyet  etti.



7/A'RÂF-3: Ittebiû mâ unzile ileykum min rabbikum ve lâ tettebiû min dûnihî evliyâe, kalîlen mâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Rabbinizden size indirilene tâbî olun. Ve ondan başka dostlar edinmeyin. Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorguluyorsunuz?



7/A'RÂF-57: Ve huvellezî yursilur riyâha buşran beyne yedey rahmetihi, hattâ izâ ekallet sehâben sikâle suknâhu li beledin meyyitin fe enzelnâ bihil mâe fe ahracnâ bihî min kullis semerât(semerâti), kezâlike nuhricul mevtâ leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Rahmetin önünde müjdeleyici olarak rüzgârları gönderen O'dur. Ağır bulutları yüklendiği zaman onu ölü bir beldeye sevkettik. Ve de ondan su indirdik. Bu şekilde onunla bütün ürünlerden çıkardık. İşte bunun gibi ölüleri çıkarırız. Böylece tezekkür edersiniz/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgularsınız?



10/YÛNUS-3: İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşi yudebbirul emr(emre), mâ min şefîin illâ min ba'di iznihî, zâlikumullâhu rabbukum fa'budûhu, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Muhakkak ki sizin Rabbiniz Allah, semaları ve yeryüzünü 6 günde yaratandır. Sonra arşa istiva etti. İşleri düzenler ve O’nun izni olmadıktan sonra ) bir şefaatçi yoktur. İşte bu Allah, sizin Rabbinizdir. Artık O’na kul olun. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?



11/HÛD-24: Meselul ferîkayni kel a’mâ vel esammi vel basîri ves semîı, hel yesteviyâni meselâ(meselen) e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

İki toplumun durumu, âmâ ve sağır ile gören ve işitenin durumu ( gibidir. İkisinin hali eşit midir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?



11/HÛD-30: Ve yâ kavmi men yansurunî minallâhi in taradtuhum, e fe lâ 
tezekkerûn(tezekkerûne).

Ve ey kavmim! Eğer ben onları uzaklaştırırsam, Allah’a karşı bana kim yardım eder? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulamayacak mısınız?




YETEZEKKUR:'' Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatma''



4/DUHÂN-58: Fe innemâ yessernâhu bi lisânike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne)

İşte böylece O’nu , senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki tezekküer ettirir /Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır

39/ZUMER-27: Ve lekad darebnâ lin nâsi fî hâzel kur’âni min kulli meselin leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Ve andolsun ki, bu Kur’ân’da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik. Umulur ki, böylece tezekkür ettirir /Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır

28/KASAS-51: Ve lekad vassalnâ lehumul kavle leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Ve andolsun ki, tezekkür ettirir / Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatsın diye sözü ardarda onlara ulaştırdık.

28/KASAS-46: Ve mâ kunte bi cânibit tûri iz nâdeynâ, ve lâkin rahmeten min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Ve Biz, ( nida ettiğimiz zaman, sen Tur Dağı’nın yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine bir nezir  gelmemiş olan bir kavmi inzar etmen içindir. Umulur ki böylece tezekkür ettiri/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır

28/KASAS-43: Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe min ba’di mâ ehleknel kurûnel ûlâ besâire lin nâsi ve huden ve rahmeten leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Ve andolsun ki evvelki nesilleri helâk ettikten sonra Musa ’a, insanlar için basiretleri açılsın ve hidayet rehberi ve rahmet olsun  diye Kitab’ı verdik. Umulur ki böylece,tezekkür ettirir/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır

14/İBRÂHÎM-25: Tu’tî ukulehâ kulle hînin bi izni rabbihâ, ve yadrıbullâhul emsâle lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

O her zaman Rabbinin izni ile meyvesini verir. Ve Allah, insanlara örnek  verir. Böylece  tezekkür ettirir/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır

2/BAKARA-221: Ve lâ tenkihûl muşrikâti hattâ yu’minn(yu’minne), ve le emetun mu’minetun hayrun min muşriketin ve lev a’cebetkum, ve lâ tunkihûl muşrikîne hattâ yu’minû ve le abdun mu’minun hayrun min muşrikin ve lev a’cebekum, ulâike yed’ûne ilen nâr(nâri), vallâhu yed’û ilel cenneti vel magfireti bi iznih(iznihi), ve yubeyyinu âyâtihî lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).

Müşrik  kadınları, mü’min oluncaya kadar nikâhlamayın. Mü’min bir cariye müşrik  bir kadından elbette daha hayırlıdır, hoşunuza gitse bile.müşrik erkeklerle, mü’min oluncaya kadar nikâhlamayın. Mü’min bir köle, müşrik birinden hoşlansanız bile elbette daha hayırlıdır. ışte onlar,  ateşe davet ederler. Allah ise kendi izni ile  cennete ve mağfirete davet ediyor ve insanlara âyetlerini açıklıyor. Umulur ki tezekkür ettirir/Allah'ın sistemine/varoluşa uygun olup olmadığını sorgulatır




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla