Ana içeriğe atla

SAVM:''GERİ ÇEKİLME/İÇE DÖNÜŞ'' (beta)





''Böylece ona hamile kaldı. Bundan sonra onunla uzak bir mekâna  çekildi.''

''Doğum sancısı onu, bir hurma ağacının gövdesine mecbur etti. “Keşke ben bundan önce ölseydim, unutularak unutulmuşların.” dedi.''


''O zaman onun  alt yanından, ona “mahzun olma ” diye bir nida: “Rabbin, senin alt yanından bir su yolu kıldı ”


Ve hurma ağacının gövdesini üzerine silkele. Taze hurmalar senin üzerine düşsün, toplansın.''


''Artık ye ve iç, gözün aydın olsun! Bundan sonra eğer beşerden bir kimseyi görürsen, o zaman  söyle: “Muhakkak ki ben, Rahmân’a  savm nezrettim . Bu sebeple bugün bir insanla asla konuşmayacağım.”

MERYEM 23-27




Savm:Bir işten sakınma ,kaçınma,geri çekilme anlamına gelmektedir,Kuran'daki ''işteş kullanımı'' olan sıyam  ise ''karşılıklı olarak sakınma,geri çekilme'' anlamına gelmektedir.Ve sıyam(karşılıklı olarak geri çekilme)'' Kuran'da sadece iman edenler ;Allah'a ve onun sistemine duydukları güven üzerine yaşayanların; üzerine yazılmış yerine getirilmesi gereken bir görev;sorumluluk olarak ifade edilmiştir.

Meryem suresi 23. ayette Meryem'in uzak bir mekana çekildiği ifade edilirken,bu mekanda yiyecek içecek ihtiyacını rahatlıkla karşılayabildiği anlatılır ''yani aç kalmadığına özel bir vurgu yapılır,Meryem'den istenen ''Rahman''a adadığı savm sebebi ile kimse ile ''Konuşmayacağını'' söylemesidir.

Ayette bir zaruret/istenmeyen durum sonucu yaşadığı ''ruhsal çöküşe vurgu'' vardır,büyük bir muhakeme bozukluğunun/ hezeyanın ardından kendisi savm'a yönlendirilmektedir ancak bu savm'ı açlık ve susuzluk ile herhangi bir ilgisi bulunmadığı ayette açıkça ortaya konulmaktadır,savmın yerine getirilmesinin bir sorumluluk haline geldiği durumlara bakıldığında ''ağır bir suçluluk'' duygusu yada ''muhakeme bozukluğu'' yaratacak olayların sözkonusu olduğu görülmektedir.



BAKARA-183 Yâ eyyuhâllezîne âmenû kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne)

Ey âmenû olanlar! Sıyam, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı(görev olarak onlara yüklendiği) gibi sizin üzerinize de yazıldı(görev olarak yüklendi).Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.

Bakara 183,İman edenlere yönelik bir nida ile başlarken ,savm'ın kendilerinden önceki iman edenler gibi onlara da belirli şartlar altında yerine getirilmesi gereken bir görev olarak yüklendiğini ifade eder.Yani ''savm''' sadece ''amenü'' olanlara; yaşamını Allah'a ve onun sistemine duydukları güven üzerine yaşayanlar; için bir görev durumundadır ve bu görevin amacı takva sahibi olma ,kişinin kendisinin yapacağı yanlış hareketler sonucu Allah ve Onun sisteminden kaynaklanacak zararlardan koruma altına almasıdır.



BAKARA-184: Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).

Sayılı günlerdir. Fakat sizden kim hasta veya yolculukta olursa, o taktirde ,diğer günlerden tamamlanır. Ona  güç yetirenlerin, bir yoksulu doyuracak  bir fidye vermesi .Artık kim isteyerek  bir hayır yaparsa ,işte o, kendisi için bir hayırdır.tesum(Allahın emrine boyun eğimek) sizi için daha hayırlıdır, keşke bilseydiniz.

Bakara 184'de sıyam'ın(karşılıklı olarak çekilmenin) sayılı yani sayısı belirlenmiş tespit edilmiş günler kadar olduğunu ,hastalık ve yolculuk halinde bu sayının daha sonra ki günlerde tamamlanabileceği ifade edilir.Savm'ı yerine getirenlerin (hasta yada yolculukta olmayanların) bu savm'ın karşılığı olarak ''kendini doyurmaya gücü yetmeyen kimseyi'' doyuracak bir fidye/karşılık ödemesi gerektiği kiminde bunun dışında kendi isteği ile bir hayır yapması durumunda bunun hayrının/iyiliğinin kendisine yönelik olduğu Allah'ın emrine teslimiyetin daha hayırlı olduğu söylenir.

Karşılıklı olarak gerçekleştirilecek olan ''Sıyam'' ın istisnasını oluşturan iki unsur sözkonusudur,

*Hasta olmamak 

*Yolculukta olmamak

Bu iki unsuru taşımayan  iman eden kişi sözkonusu belirli durumlardan birinin meydana gelmesi halinde sıyam'ı yerine getirmek ile yükümlüdür,yerine getirilecek olan sıyam,Meryem  suresinde de ifade edildiği üzere sosyal hayattan çekilerek kimse ile konuşmamak,etkileşim haline girmemektir,konuşmamanın tek istisnası sıyam gecesi ''eşler ile yapılacak'' konuşmadır.Allah'ın mescidlerinde çekilen kişiler savm süresini tamamlayıncaya kadar fecr vaktinden geceye kadar hiç kimse ile konuşmayacaklar beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya kadar (gerçekler kendilerine belli oluncaya kadar) mescidlerden faydalanabileceklerdir.Geceleri,nefslerini çok fazla zorlayacak olması sebebi ile sadece eşleri ile doğrudan konuşabileceklerdir,onlar ile yaratılışları gereği olan şeyleri yerine getirebileceklerdir.



MESCİDLER (bağlantıya git)



BAKARA-187: Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehun(lehunne) alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcid(mesâcidi), tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ kezâlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yettekûn(yettekûne).

Sıyam gecesi insanlarınız ile doğrudan konuşmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah, sizin nefslerinize ihanet ettiğinizi,onu zor duruma düşüreceğinizi bildi. Bunun üzerine tövbelerinizi kabul etti ve sizi affetti. Şimdi artık onlarla konuşun ve Allah’ın size yaratılışınız gereği uygun gördüklerini yerine getirin.Beyaz iplik, siyah iplikten tebeyyün edinceye kadar/gerçek size belli oluncaya kadar yeyin ve için/faydalanın .Fecr vaktinde sonra sıyam'ı geceye kadar tamamlayın.ve(geceye kadar) onlarla mübaşeret(konuşmayın) etmeyin.ve siz mescidlere itikafta olanlar (mescidlere çekilenler)   Allah’ın hududlarına yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara işte böyle açıklıyor. Umulur ki böylece onlar takva sahibi olurlar.

Bakara suresi 187. ayette belirtilmektedir ki karşılıklı savm halinde olanların,birbirlerine koruyucu olmaları  ve onların canlılık özellikleri gereği bu durumda çok zorlanacak olmaları sebebi ile insanları(eşleri) ile konuşmaları onlar için serbest bırakılmıştır,Onlarla konuşmaları ve yaratılışlarının gereklerini yerine getirmelerine izin verilmiştir.İman edenler gerçek tam olarak kendilerine belli oluncaya kadar savm'a devam edecekler,sabah güneşin doğumundan geceye kadar savm ederek sosyal hayattan uzaklaşarak içe döneceklerdir ve hiçkimse ile konuşmadıkları gibi insanları(eşleri) ile konuşmayacaklardır.Mescidlere savm için çekilenler Allah'ın koyduğu bu hudutlara/sınırlara yaklaşmayacaklardır(bu kuralları çeşitli şekillerde yada dolaylı yollardan ihlale yeltenmeyeceklerdir),takva sahibi olma ,kişinin kendisini yapacağı yanlış hareketler sonucu Allah ve Onun sisteminden kaynaklanacak zararlardan koruma altına almasıdır.

Savm/Sıyam'ın gerçekleştirileceği durumlar ve savm edilmesi gereken gün sayıları Kuran'da açık biçimde belirtilmiştir.


TAKVA(Bağlantıya git)



Hidayet ulaşıp,şahid olanlar :1 Ay

BAKARA-185: Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Şehri ramadan ki, insanlar için hidayete erdirici ve beyyineler ve Furkan olarak Kur’ân, Hüda tarafından onda indirildi. Artık içinizden kim bu aya şahit olursa o zaman onu,savm ile geçirsin. Ve kim, hasta veya yolculukta olursa, o taktirde  diğer günlerde tamamlanır. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayet erdirdiği şeye karşılık  Allah’ı tekbir etmeniz içindir. Umulur ki böylece siz  şükredersiniz.

Yaratıcının kuluna vahy ettiği Kuran ile hidayete ulaşanlar bunun karşılığında bir ayı savm ederek geçireceklerdir,savm'ı yerine getirdikleri her gün için kendisini doyurmaya gücü yetmeyen miskinin yiyeceğini temin etmekle yükümlü olacaklardır.Bu ayı tamamlamaları sırasında hastalanırlar yada bulundukları yerden ayrılmaları gerekirse savm'a ara verebilecekler kalan süreyi daha sonra tamamlayabileceklerdir.Bakara suresi 185. ayette bildirilen Ramazan ayı resulun şahitliğinin gerçekleştiği ve Kuranın indirildiği zamana işaret etmekte kişinin kendisinin bu şahitliğe bizzat ulaşarak hidayete ulaşması /Allah'ın yoluna klavuzlanması karşılığında bir ayı savm ile geçirmesi gerektiği belirtilmektedir.Ramazan ayı senenin belirli bir zamanını değil kişinin içine girdiği bir süreci ifade etmektedir.Sözkonusu savm süreci hem kişinin gerçekten hidayette olup olmadığını anlamasını,zihninde yeşeren fikirlerden emin olmasını hemde bu ulaştığı durumun karşılığını Rabbine ödemesini sağlamaktadır.






Hacc süresince Umreden faydalanma halinde :10 gün

BAKARA-196: Ve etimmûl hacce vel umrete lillâh(lillâhi), fe in uhsirtum fe mesteysera minel hedyi ve lâ tahlikû ruûsekum hattâ yeblugal hedyu mahilleh(mahillehu), fe men kâne minkum marîdan ev bihî ezen min ra’sihî fe fidyetun min sıyâmin ev sadakatin ev nusuk(nusukin) fe izâ emintum, fe men temettea bil umreti ilel haccı fe mesteysera minel hedyi, fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâmin fîl haccı ve seb’atin izâ reca’tum tilke aşaratun kâmileh(kâmiletun), zâlike li men lem yekun ehluhu hâdırıl mescidil harâm(harâmi), vettekûllâhe va’lemû ennellâhe şedîdul ikâb(ikâbi).

Hac ve um­re­yi Al­lah için ta­mam­layın. Fakat eğer  alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen hedy gönderin. hedy yerine ulaşıncaya kadar da başlarınızı traş etmeyin. Fakat sizden hasta olan veya başından bir ezası olan  kimsenin bu durumda, sıyamdan, sadakadan veya nusuk'tan  fidye vermesi. Artık emin olduğunuzda o zaman kim, hac kadar umreden faydalanırsa, o taktirde kolayına gelen hedyden . Fakat kim bunu bulamazsa, o zaman üç gün hacta,  döndüğünüz zaman da yedi oruç tutması gerekir ki bunların tamamı on. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da hazır olmayan kimseler içindir.Ve Allah’a karşı takva sahibi olun.Ve Allah’ın ikabının şiddetli olduğunu bilin!

Hacc(göç) ve umrenin(ziyaretin) Allah için tamamlaması insanların yaratıcısı için yerine getirmesi gereken bir görevdir.Ancak bu yolculuğu yapacak imkanı bulamayanların mescid-i harama /Korunmuş mescide bir hedy ,orada bulunanların ihtiyaçlarını karşılamak için gücünün yettiği birşeyler göndermesi gerekmektedir.Ve bu hedy yerine ulaşana kadar başını traş etmeyecektir ancak bir sebepten ötürü bunu yaparsa,başını traş ederek ihramda olduğunu kıblesinin hedefinin mescidi haram olduğunu ilan ederse bunun karşılığında sıyam,sadaka yada nüsuk olarak bir fidye ödemesi gerektiği belirtilir,Yolculuk için bir engel kalmadığında hacc ayları dışında umre yaparsa gücünün yettiği kendini zorlamayacak bir hedy göndermesi eğer buna imkan bulamazsa toplamda 10 günü savm ile geçireceği söylenir.




Hata sonucu bir müminin ölmesine sebep olmanın karşılığı olarak : 2 AY

.

NİSÂ-92: Ve mâ kâne li mu’minin en yaktule mu’minen illâ hataâ(hataen), ve men katele mu’minen hataen fe tahrîru rakabetin mu’minetin ve diyetun musellemetun ilâ ehlihî illâ en yessaddakû. Fe in kâne min kavmin aduvvin lekum ve huve mu’minun fe tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin). Ve in kâne min kavmin beynekum ve beynehum mîsâkun fe diyetun musellemetun ilâ ehlihî ve tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin), fe men lem yecid fe sıyâmu şehreyni mutetâbiayni tevbeten minallâh(minallâhi). Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).


Ve bir mü'minin, bir mü'mini öldürmesi, “hata ile olması hariç” olamaz  ve kim bir mü'mini bir hata sonucu öldürürse, o zaman bir mü'min köle azad etmesi ve ölenin ailesine bir diyet teslim edilmiş olması gerekir, ancak onların, sadaka olarak bağışlamaları hariç. Fakat o  eğer, size düşman bir kavimden olup ve o mü'minse, o taktirde, bir mü'min köle azad etmesi gerekir. Ve eğer sizinle arasında anlaşma bulunan bir kavimden ise o zaman ölenin ailesine teslim edilmiş bir diyet ve bir mü'min köle azad etmesi gerekir. Fakat yapmaya imkân bulamayan kimse ise, o taktirde tövbesinin Allah tarafından kabulu için, ardarda iki ay savm etsin.Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi hüküm verendir.

Kaza sonucu bir müminin ölmesine sebep olan kişi tövbesinin kabulu için 2 ayı savm ile geçirmesi gereklidir,amaç kaza ilede olsa birini öldüren kişinin bunun hesabını kendisine vermesi ,yaptığı kusuru görmesi ve düzeltilmesi gereken şeyleri düzeltmesidir,Ayrıca ölüme sebebiyet veren kişi toplum baskısında ve tüm dış etmenlerden uzak mescide yönlendirilerek bir anlamda geçici bir korumaya alınmış olmaktadır.



Yemin/Anlaşma bozmanın karşılığı olarak:3 GÜN


MÂİDE-89: Lâ yuâhizukumullâhu bil lagvi fî eymânikum ve lâkin yuâhizukum bimâ akkadtumul eymân(eymâne), fe keffâratuhu it’âmu aşerati mesâkîne min evsatı mâ tut’ımûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabeh(rakabetin) fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâm(eyyâmin) zâlike keffâratu eymânikum izâ haleftum vahfezû eymânekum kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihi leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Allah sizi, yeminlerinizdeki boş sözlerden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat, akid yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Artık onun kefâreti , ev halkınıza yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu yedirmeniz veya onları giydirmeniz ya da bir köle azad etmenizdir. Fakat kim bunları bulamazsa, o taktirde üç gün savm etsin. İşte bu, yeminlerinizi bozduğunuz zaman onların kefâretidir. Ve yeminlerinizi koruyun . Allah, âyetlerini size işte böyle açıklıyor, umulur ki böylece siz şükredersiniz.

Yaptığı anlaşmaları bozan yada yemininden dönen kişilerin diğer şartları yerine getirememesi durumunda 3 günü savm ile geçirmesi gereklidir,sözkonusu savmın amacı kişinin yaptığı şeyi idrak etmesini sağlamak ,onun yaptığı şeyin yanlışlığının farkına varmasını sağlamaktır.





Zıhar bozmanın karşılığı olarak:2 ay



MUCÂDELE-4: Fe men lem yecid fe siyâmu şehreyni mutetâbiayni min kabli en yetemâssâ, fe men lem yestetı’ fe ıt’amu sittîne miskînâ(miskînen), zâlike li tû’minû billâhi ve resûlih(resûlihî), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve lil kâfirîne azâbun elîm(elîmun).

Artık kim bulamazsa, o taktirde temas etmeden önce iki ay devamlı  savm etsin. Fakat kimin  gücü yetmezse, o zaman altmış miskini  doyursun. İşte bu, Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân ettiğiniz içindir. Ve bu, Allah’ın hudududur ve kâfirler için elîm azap vardır


Eşlerine zıhar yapıp onlara sırtlarını dönüp daha sonra bu sözünden dönen kişilerin diğer şartları yerine getirememesi dumunuda 2 ayı savm ile geçirmesi gerekmektedir.Bir kimseyi yanlışlıkla öldürmek ile aynı süreye sahip olan zıharın bozulmasının ardından gerçekleştirilecek savm kişiyi yaptığı şeyin idrakine sevk etmek ona yaptığı hatayı kavratmaktır.Ortada bedenen yapılan bir eziyet değil manen yapılan bir yönlendirme vardır.


İhramda av hayvanı öldürme:adedi adil iki kimse tarafından belirlenecek bir kefaret


MÂİDE-95: Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hurum(hurumun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele minen neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrihî afâllâhu amma selef(selefe) ve men âde fe yentakimullâhu minhu vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin)

Ey îmân edenler! Siz ihramda iken av hayvanını öldürmeyin. Ve sizden kim kasten onu öldürürse, o zaman kendisine öldürdüğünün dengi bir hayvanın cezası vardır ki, içinizden, âdil iki kimse takdir edip karar verir. Kâbe'ye ulaşacak  bir hedy veya yoksulları yedirme şeklinde bir kefâret, ya da buna denk bir savm dır ki , böylece o yaptığı işin vebalini tatması içindir. Allah, geçmiştekileri bağışladı. Kim dönüp de böyle yaparsa, o taktirde Allah ondan intikam alır. Allah Azîz'dir, intikam sahibidir.


Bugün Oruç olarak ifade edilen ve ''Aç kalma'' üzerine kurulu bir ritüel olarak ifade edilen Savm Kuran'i olarak ''belirli durumlarda'' yerine getirilen ve insanın kendi içine dönüşünü sağlayarak onun akletmeye düşünmeye zorlayan bir sürece sokulmasını ifade etmektedir.Herkesin aynı anda gerçekleştireceği bir ritüelden değil kişiye özel durumlarda belirli bir amaçla ve Kuran tarafından belirli sürelerle sınırlanmış bir uygulama sözkonusudur.Uygulamada kişi sosyal hayattan Allah'ın mescidine çekilmekte, bu mescidde hiç kimse ile konuşmadan ,iletişime geçmeden zamanını geçirmekte geceleri ise sadece eşi ile konuşmaktadır,gerçek kendisine belli olana kadar mescidden faydalanabilmektedir.Hastalanırsa yada ordan ayılması gerekirse savma daha sonra tamamlamak üzere araverebilmektedir.Savm'ın amacı kişiyi dünya hayatından uzaklaştırmak ve kendisi ile başbaşa kalmasını sağlamaktır.Kişi mescidde sonucu Allah'a özgüllenmiş işler ile zaman geçirerek kendini güvende kılmaya ve kurtuluşa ermeye çalışacaktır.

Savm'ın kişinin bir zaruret hali nedeni ile yada istemeden meydana gelen bir olay karşısında karşı karşıya kalacağı muhakeme bozukluğu yada hezeyan halinde savm/geri çekilmeye yönlendirilmesi sözkonusudur,Meryem'in hamile kalmasında olduğu gibi ''yok olmak isteyen'' bir insanın toplumsal baskıdan uzağa yönlendirilmesi sözkonusudur,tıpkı kaza sonucu adam öldüren bir kişiyi hem kendini sorgulaması hemde toplumsal baskıdan 2 ay boyunca uzak tutmak gibi,hacc için gönderdiği hedy'nin yerine ulaşmasından önce başını traş etmek zorunda kalan kişinin ödeyeceği karşılık gibi,yada umre yapan kişinin hedy gönderme zorunluluğunda olmasına karşın bunu göndermemesi sonucu 10 gün savm etmesi gibi,yeminini bozan kişinin 3 gün sağlıklı muhakeme etmesi için toplumdan uzaklaştırılması gibi amaç kişinin doğruyu ve yanlışı idrak etmesinin sağlanmasıdır yani ''siyah ipliği beyaz iplikten ayırabilmesidir''.

Hidayet'e ulaşan kişinin 1 ay boyunca savma yönlendirilmesinde olduğu gibi amaç ''gerçekliği sorgulatmaktır'' oluşan fikirlerin toplumsal etmenler ile yok olmasına engel olmaktır,Eşine zıhar yapmış kişinin bundan caymasından sonra 2 ay savm'a yönlendirilmesinde olduğu gibi kişinin yaptığı şeyin idrakine varmasının sağlanmasıdır,Savm'ı amacı sevap yada yaratıcının rızası değil kişinin sağlıklı ve gerçek tabanlı bir düşünce yapısına kavuşturulmasıdır.

Savm/Sıyam yaşamını Allah'a ve onun sistemine güven üzerine sürdüren kişilere sorumluluk olarak yüklenmiş olması sebebi ile bu durumda olmayan kişiler için bir zorunluluk öngörülmemektedir,yani durum ''hacc'' gibi tüm insanlığın muhattap olduğu bir oluşumdan farklıdır,belirli durumlar ve belirli dönemler sözkonusudur,savm'ın karşılıklı işteş olmasının sebebi sadece insanlar arası gerçekleşen ilişkilere kısıt getirmesinden kaynaklıdır,insanın kendi başına gerçekleştirebildiği fiiler için bir kısıtlama sözkonsu değildir.İman eden kişi ayrıca sözkonusu savm durumuna girmenin bir karşılığı olarak kendini doyurmaya gücü yetmeyen bir kişiyi doyurmakla mükelleftir ki bunun sebebi buyuk ihtimal ile tüm ihtiyaçlarını mescidlerden karşılıyor olması sebebiyledir,hacc'da olduğu gibi hacc edenlerin ihtiyaçlarının etmeyenler tarafından karşılanması yada umreden faydalanan kişilerin bunun karşılığı olarak mescid-i harama hedy göndermesi gibi bir karşılık ödeme/fidye uygulaması sözkonusudur.


.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SURYA NAMASKARA (GÜNEŞİ SELAMLAMA) –Hinduizm / NAMAZ(ATEŞİ SELAMLAMA) -Meccusilik-

‘’Kime secde(itaat) ettiğini bilmemek’’ ‘’ Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş ’’NELM 24 Güneş ,dünyadaki canlılık ile olan doğrudan ilişkileri sebebi ile ‘’insan ‘’denen varlığın çevresindeki nesnelere anlamlar yüklemeye başlamasından ve aralarındaki ilişkileri çözümlemesinden itibaren önemli bir varlık konumuna gelmiştir.Avcılık ve Tarıma dayalı toplumlarda doğanın canlanma ve ölme zamanları mevcut hayvan popilasyonunu ve hasat evrelerini doğrudan etkilemesi ,sözkonusu durumların ise doğrudan ‘’Güneş’’ ile olan bağlantısı gerek avcı gerekse tarım toplumlarının güneş ile yakın bir ilişki içinde olmasını sağlamıştır.Doğadaki sebep-sonuç ilişkisinin farkında olan ancak yetesiz bilimsel anlamda gelişmemişliği nedeni ile bu durumlara mantıklı bir açıklama getiremeyen insan zaman içinde rasyonel olarak cevap veremediği sorulara irasyonel cevaplar bularak manevi açıda

Hayvanların Kulaklarını Yarmak ve SÜNNET(HITAN)

CİNSEL ORGANIN UCUNUN KESİLMESİNİ EMREDEN BİR YARATICIYA İNANMAK Yıllık milyonlarca Türk Lirasına ulaşan sünnet düğünü sektörü,operasyon başına binlerce lira alan ''sünnetçiler'',operator doktorlar ve özel hastaneler;süslü püslü tören kıyafetleri ;kim olduğunun bile farkına varamadığı küçücük yaşında yaratıcısının cinsel organının ucunun kesilmesini emrettiğini düşünen bir çocuk; Size Allah'ın yarattığını değiştirme hakkını veren kimidir? ''Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm'' Biz insanı en güzel biçimde yarattık.Tin 4 ''Allah, şeytana lânet etti. Ve şeytanşöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. ''Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka DAVARLARIN KULAKLARINI KESECEKLER ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, ALLAH'IN YARATTIĞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Ve kim, Allah'tan

SALAT ,İKAME-İ SALAT & İNFAK

‘’Malları ve canları ile Allah yolunda mücadele edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.’’ Hucurat 15 Allah katında din(yaşam sistemi) ‘’Allah katında din, ancak İslâm dinidir.’’Ali İmran 19 ;Din insanın ve bununla bağlantılı olarak insanın içinde yaşadığı toplum tarafından uygulanan yaşam sistemidir,zaman içinde oluşturulmuş değerler ile belirlenen sosyo-ekonomik yapıdır.Bu sosyo ekonomik yapı toplum tarafından oluşturulan normlarla kontrol edilmekte devamlılığı sağlanmaktadır.Bugün temelinde ‘’özel mülkiyet’’ bulunan sosyo-ekonomik yapı, insanlığın dinini(yaşam sistemini) oluşturmaktadır,sahip olduğu güç ile doğru orantılı olarak özel mülkiyet hakkını pekiştiren mekanizmalar oluşmakta bu hakkın ‘’likit bir halde’’ hareketini sağlayan ‘’parasal sistem’’ sayesinde insanların emeklerinin amacı özel mülkiyetini daha çok arttırmak olmaktadır.İnsanlar tarafından oluşturulan devletlerin temeli ‘’özel mülkiyetin güvenliğinin ve meşruiyetinin’’ sağlanması haline gelmiştir.Milyonla