''E lem tere keyfe feale rabbuke bi ashâbil fîl''
Görmedin mi Rabbinin gerizekalı,ahmak,öngörüsü zayıflardan oluşan güruha yaptığını
''E lem yec’al keydehum fî tadlîl''
Onların planlarını geleceğe ait boş beklentilerini boşa çıkarmadı mı?
''Ve ersele aleyhim tayren ebâbîl''
Onların üzerine uçan bölükleri gönderdi.
''Termîhim bi hicâretin min siccîl''
Onların üzerine işlenmiş madenden taşlar attılar
''Fe cealehum keasfin me’kûl''
Böylece onları yenilmiş ekin yaprağı gibi işe yaramaz hale getirdi.
Görmedin mi Rabbinin gerizekalı,ahmak,öngörüsü zayıflardan oluşan güruha yaptığını
''E lem yec’al keydehum fî tadlîl''
Onların planlarını geleceğe ait boş beklentilerini boşa çıkarmadı mı?
''Ve ersele aleyhim tayren ebâbîl''
Onların üzerine uçan bölükleri gönderdi.
''Termîhim bi hicâretin min siccîl''
Onların üzerine işlenmiş madenden taşlar attılar
''Fe cealehum keasfin me’kûl''
Böylece onları yenilmiş ekin yaprağı gibi işe yaramaz hale getirdi.
Klasik masalların aksine sure öngörüsü zayıf ahmak bir topluluğun(ashabı fil)geleceğe ait boş ve temelsiz planlarının Rab tarafından boşa çıkarılmasını anlatır.Onların üzerine ,işlenmiş madenden taşlar atan uçan bölükleri göndermiş ve ashabı fili yenmiş ekin yaprağı misali işe yaramaz bir hale getirmiştir.
Bugün sure Kabe'yi yıkmak üzere harekete geçen ''Ebrehe ordusunun'' Allah tarafından gönderilen ''ebabil kuşları'' ile yok edilmesini anlatan eski bir masala dayanak sağlamak için sık sık kullanılmaktadır.Genel inanışa göre Allah haksızlığa uğrayan yada tehdit altındaki ''müslümanlara'' ebabil kuşları ile yardım gönderecektir.Ama bugüne kadar başlarına gelen her türlü felakete rağmen tek bir ''EBABİLİN'' yardıma geldiği görülmemiştir.Peki neden ?1600 yıl önce putperet bir inanç merkezi haline gelen Kabeyi korumak için ebabil sürülerini görevlendiren Rabbimiz islamiyetin gelişinden sonraki dönemde Yezid bin Muâviye'nin Kabe'yi yıkması karşısında aynı ''korumayı'' sağlamamıştır.Çünkü anlatılan hikaye ''kitaba dayanmayan dinin''tüm unsurlarında olduğu gibi tek birşeye dayanmaktadır:''YALANA''.
Yalanlar ile uyutulanlar haksızlık karşısında bir araya gelerek mücadele etmek (Şura 39) yerine gökyüzünden gelecek ''Ebabilleri''beklemeye başlarlar,Oysa sure muhattabına yönelttiği ''görmedin mi?'' sorusu ile çok daha genel bir olayı anlatmaktadır,ortada aklını kullanmayı bırakarak ahmaklaşmış,bugün yaptıkları yada yapmadıkları sebebi ile gelecekte başına gelebilecek felaketleri idrak etmekten aciz bir topluluğun geleceğe ait beklentilerinin boşa çıkması ve uğranılan büyük bir hüsran anlatılmaktadır.Bu ahmaklaşmış toplumun üzerine işlemiş madenden /topraktan yapılmış taşlar atan ''uçan bölükler '' gönderilmiş ve topluluk işe yaramaz bir kalıntı haline gelmiştir.Bugün ahmaklığı ve öngörüsüzlüğü yüzünden gökyüzünden üzerine kendisini yokeden bir kalıntıya çeviren şeyler yağan topluluklar yok mudur?Oysa boş inançlarının peşine düşmüş ''sözde müslümanlar'' hala ''tayren ebâbîl(uçan bölükleri) görememektedir,uçan bölükler aklını kullanmayan toplumların üzerine ''ölüm '' yağdırmaktadır.Bizim boş inanç sahibi müslümanlarımız ise ebebabil sürülerinin kafire gazap salacağı günlerin hayaliyle avunup C. S. Lewis 'e ait ''The Chronicles of Narnia'' adlı eserinin TV uyarlaması olan The Lion, the Witch and the Wardrobe(aslan,cadı ve dolap) adlı filmdeki gryphon'ları karşı ordunun üzerine taşlar attığı bir sahneyi ''ebabil sürülerin'e misal gösterecek bir çaresizliğin içinde yaşamaktadırlar.....
Bugün sure Kabe'yi yıkmak üzere harekete geçen ''Ebrehe ordusunun'' Allah tarafından gönderilen ''ebabil kuşları'' ile yok edilmesini anlatan eski bir masala dayanak sağlamak için sık sık kullanılmaktadır.Genel inanışa göre Allah haksızlığa uğrayan yada tehdit altındaki ''müslümanlara'' ebabil kuşları ile yardım gönderecektir.Ama bugüne kadar başlarına gelen her türlü felakete rağmen tek bir ''EBABİLİN'' yardıma geldiği görülmemiştir.Peki neden ?1600 yıl önce putperet bir inanç merkezi haline gelen Kabeyi korumak için ebabil sürülerini görevlendiren Rabbimiz islamiyetin gelişinden sonraki dönemde Yezid bin Muâviye'nin Kabe'yi yıkması karşısında aynı ''korumayı'' sağlamamıştır.Çünkü anlatılan hikaye ''kitaba dayanmayan dinin''tüm unsurlarında olduğu gibi tek birşeye dayanmaktadır:''YALANA''.
Yalanlar ile uyutulanlar haksızlık karşısında bir araya gelerek mücadele etmek (Şura 39) yerine gökyüzünden gelecek ''Ebabilleri''beklemeye başlarlar,Oysa sure muhattabına yönelttiği ''görmedin mi?'' sorusu ile çok daha genel bir olayı anlatmaktadır,ortada aklını kullanmayı bırakarak ahmaklaşmış,bugün yaptıkları yada yapmadıkları sebebi ile gelecekte başına gelebilecek felaketleri idrak etmekten aciz bir topluluğun geleceğe ait beklentilerinin boşa çıkması ve uğranılan büyük bir hüsran anlatılmaktadır.Bu ahmaklaşmış toplumun üzerine işlemiş madenden /topraktan yapılmış taşlar atan ''uçan bölükler '' gönderilmiş ve topluluk işe yaramaz bir kalıntı haline gelmiştir.Bugün ahmaklığı ve öngörüsüzlüğü yüzünden gökyüzünden üzerine kendisini yokeden bir kalıntıya çeviren şeyler yağan topluluklar yok mudur?Oysa boş inançlarının peşine düşmüş ''sözde müslümanlar'' hala ''tayren ebâbîl(uçan bölükleri) görememektedir,uçan bölükler aklını kullanmayan toplumların üzerine ''ölüm '' yağdırmaktadır.Bizim boş inanç sahibi müslümanlarımız ise ebebabil sürülerinin kafire gazap salacağı günlerin hayaliyle avunup C. S. Lewis 'e ait ''The Chronicles of Narnia'' adlı eserinin TV uyarlaması olan The Lion, the Witch and the Wardrobe(aslan,cadı ve dolap) adlı filmdeki gryphon'ları karşı ordunun üzerine taşlar attığı bir sahneyi ''ebabil sürülerin'e misal gösterecek bir çaresizliğin içinde yaşamaktadırlar.....
Yorumlar
Yorum Gönder